Konya'da Yüksek Öğrenimin Geleceği


''Konya'da Yüksek Öğrenimin Geleceği'' toplantısı Selçuk Üniversitesi'nde yapıldı Konya Üniversiteler şehri olmalı

Konya'da yüksek öğretimin geleceği toplantısında idareciler Konya'nın üniversite şehri olmasını istediklerini belirtti. Selçuk Üniversitesi Rektörlük Senato Salonu'nda yapılan “Konya' da Yüksek Öğretimin Geleceği" konulu toplantıya, Vali Osman Aydın, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, Konya Milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yetkililer, YÖK'ten yetkililer, daire müdürleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve Konya'ya üniversite kurma çalışmaları olan Konya Ticaret Odası adına KTO Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Kolat katıldı.

Konya''da Selçuk Üniversitesi'nin son yıllarda büyük atılımlar gerçekleştirdiğini belirten Vali Osman Aydın, "Bugün burada Büyükşehir olan Konyamız gelecekte yüksek öğrenimde nasıl bir rol alacak onu tartışacağız. Konya''ya yeni üniversitelerin kurulması için ne gibi çalışmalar yapıp, şehrimizi üniversite kenti haline getireceğiz onun üzerinde durarak hareket edeceğiz" dedi.
Yeni üniversiteler kurarken her türlü imkanı sağlamak gerektiğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan ise, "Birlikte hareket etmenin yanı sıra öğrencilere her türlü eğitim ve bilişim imkanını sağlamak gerekir. Selçuk Üniversitesi'ni her gün bir adım daha ileriye atmak için bir çok çalışma yaptık ama ilk yaptığımız özgür bir üniversite olmaktı, bunu başardık. Kimsenin özel hayatına fazla karışmadık, siyasi taraf olmadık. 4 sene boyunca üniversite için elimizden geleni yaptık. Bugün üniversitemiz Türkiye'de ilk 15'te yer alırken, dünyada da yarışır hale geldi" şeklinde konuştu.

Konya'da üniversite öğrencileri için her türlü imkanı sağladıklarını dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek de şöyle konuştu: "Konya bir üniversite kenti olmalı. Biz üniversite kenti olması için her türlü çabayı sarf ediyoruz. Selçuk Üniversitesi'nde öğrencilerimizin rahat etmesi için raylı sistemi kampüs içerisine döşedik. Ulaşımda bir sorunları kalmadı. Başarılı, ihtiyacı olan, ailesi parçalanmış, gazi ve şehit yakını örencilerimize, burs vererek onlara katkı sağlamaya çalışıyoruz. Rektörümüz bugün Selçuk Üniversitesi'nin başarısından bahsediyor. Biz de bu başarının artması için elimizden geleni yapıyoruz. Bu başarı artık Türkiye'nin her yerinden belli oluyor. 25 şehirde yaptığımız bir araştırmada, öğrenciler ve velileri Konya'yı tercih ediyor. Konya bir üniversite şehri olmalı."
Konya'nın üniversite şehri olması için bu toplantılardan ilkini Ankara'da yaptıklarını hatırlatan AK Parti Konya' Milletvekili Sami Güçlü de, "Aksaray, Karaman ve Konya milletvekillerimiz harekete geçti, Konya neden üniversite şehri olmasın diye. Bugün bunu tartışıyoruz, yeni üniversitelerin kurulmasını ve başarılar elde etmesini arzuluyoruz" diye konuştu.
Toplantıda Konya'ya üniversite kurma çalışması olan K.T.O'nun projesini KTO Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Kolat anlattı.

Kolat, Selçuklulardan Osmanlı dönemine kadar mektep ve medreseleri ile ün yapan, ilim ve sanata önem veren Konya'nın Osmanlı döneminde yine önemli bir eğitim merkezi olduğunu, 19. yüzyılın sonlarında Konya'da 60 civarında medresenin eğitim verdiğini, bu yüzyılın sonlarına doğru batılı anlamda bölgenin en önemli okullarının da yine Konya'da kurulduğunu belirterek “Cumhuriyet döneminden sonra da Konya'da eğitim öğretime yine büyük önem verilmiş, yüksek öğretim alanında tek ama geniş bir üniversite ile diğer ilk ve ortaöğretim alanlarında da bir çok okul eğitim ve öğretime kazandırılmıştır. 1975 yılında Selçuk Üniversitesi kurularak bugün ulaştığı geniş yapısıyla, ülkemizin ve bölgemizin en önemli üniversiteleri arasına girmeyi başarmıştır.” dedi.

Üniversitelerin ülkelerin gelişme düzeyiyle büyük ölçüde ilişkili olduğunu belirten Kolat, Konya'ya teknik eğitim alanında hizmet verecek üniversitelerin kazandırılması gerektiğini, bu anlamda Konya Ticaret Odası'nın projesi olduğunu söyledi.

Proje ile ilgili bilgi veren Kolat şunları söyledi “Artık Konya'nın ikinci bir üniversiteye ihtiyacı olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz.Hatta imkan olsa da daha çok, ama altyapısını tamamlayarak çeşitli alanlarda üniversite kurabilsek ve bugün üniversite kapısında bekleyen neredeyse bir milyon gencimize buralarda eğitim verebilsek. Ama eğitiminde maddi imkanlar ölçüsünde gerçekleştirilebildiğini biliyoruz. Bu bilinçle hareket eden Konyalı iş adamlarımız, hayırseverlerimiz hep eğitim öğretimde bir adım önde olmuş, düzenlenen kampanyalarla rekor sayılabilecek eğitim öğretim merkezleri kurmuşlardır. Eğitimin önemini çok iyi bilen Anadolu sanayicisi artık gelişmek ve rekabet edebilmek için eğitime ayırdığı payı artırmaktan kaçınmıyor
Konya'nın birkaç yıldan beri gündeminde olan ikinci üniversite talebine Konya Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı olarak cevap veriyoruz. Bu amaçla iki yıldır özel bir vakıf üniversitesi kurmak için çalışma yapıyoruz. Bizi böyle bir çalışmaya iten, şehrin yeni üniversite ihtiyacı ve şehrin gelişme dinamikleri oldu.

Konya'nın tarım, hayvancılık ve sanayi kenti olmasının yanı sıra, eğitim merkezi yapılması yolunda bu gayretin gösterilmesi şart. Konya tarihine bakarsak, Konya'nın bir üniversiteler şehri olduğunu görürüz. Osmanlı'nın en kötü zamanlarında bile Konya 500'den fazla medrese ile eğitime devam etmiş bir şehir. Bu bağlamda üniversite kurma çalışmaları Konya'nın tarihi misyonuna yeni bir başlangıç olarak nitelendirilebilir.

Üniversite-sanayi işbirliğine büyük önem verdiğimizi söylüyoruz. Ancak üniversitelerin bugün sanayimizin ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap verdiğini söylemek zor. Bunun geçerli sebepleri olduğunu da biliyoruz.. Ödenek yetersizliği belki de bu nedenlerden en önemlisi. Kurulacak özel üniversiteler ile böyle bir sıkıntı yaşanmayacak böylece üniversiteler kendilerinden beklenen hizmeti en iyi biçimde verebileceklerdir. Ayrıca kurulacak üniversite, özellikle Konya sanayi için önemli bir kazanım olacaktır.

Konya Ticaret Odası olarak yola çıkış noktamız, öğrenciyi 4 yıl boyunca okula kapatan sistemden; öğrencinin iş alanı ile ilgili konuda sanayi ile devamlı temasta olduğu yani uygulamanın içinde olduğu bir sisteme geçmektir. Böylelikle hem sanayimizin ihtiyaç duyduğu eleman ihtiyacına cevap vereceğiz, hem de öğrencilerimize gerçekten okumaktan zevk alacağı ve kendilerini ispatlayabilecekleri bir ortam sunmuş olacağız.

Amacımız kuracağımız üniversitede öğrencilerin, çağdaş bilgilerle donanımlı olarak ulusal ve uluslararası alanda rekabetçi, mühendislik alanlarında başarılı, analitik düşünme, problem çözme ve tasarım yeteneğini kazanmış, girişimci, yaşam boyu öğrenmeyi kendine hedef edinmiş, modern araçları kullanma yeteneğine sahip bireyler olarak yetiştirilmesini sağlamaktır.
Konya Ticaret Odası olarak sadece teorik değil aynı zamanda uygulamaya yönelik eğitim verecek olan üniversite projemizi başlattık. Bu kapsamda öncelikle Konya Ticaret Odası tarafından yürütülen Vakıf Üniversitesi kurma çalışmaları kapsamında önemli bir yeri olan KTO Eğitim ve Sağlık Vakfı'nın kuruluşu gerçekleştirildi. Proje ile ilgili fizibilite çalışması yapıldı. KTO Eğitim ve Sağlık Vakfı adına Akabe Mahallesinde arsa alındı. Projemizin 94 bin metrekarelik bir alanda kurulmasını planlanıyoruz. Ayrıca herhangi bir problemle karşılaşmadığımız takdirde 3 ay içerisinde bu projemizin temelini atmayı hedefliyoruz.

Üniversitenin kurulması planlanan bu bölge Karatay Kent Merkezinin oluşacağı bir alan ve bu alanda bir tarafta adliye binası, yanında Araştırma ve Yüksek İhtisas Hastanesi, bitişiğinde üniversite onun yanında Adalet Parkı ve 2700 dairelik toplu konut hamlesi, ayrıca orta öğrenim kampüsünün bulunduğu devasa bir alan karış karış doldurulmuş durumda olacak. Bu tabii ki Konya ekonomisine de önemli bir canlılık sağlayacaktır.”

İsmail Hakkı Kolat ayrıca İllerimizin kalkınmasının yegane itici gücünün üniversiteler olduğunu belirterek “ Modern ve gelişmiş sanayi altyapısı ve 35 bine yakın KOBİ varlığı ile Konya, ikinci bir üniversiteye ihtiyaç duymaktadır. Üniversite-sanayi işbirliğini büyük ölçüde sağlayacak olan bu üniversitenin teknik bir üniversite olmasının önemi büyüktür. Teknik ve mühendislik konularında deneyimli ve deneyimini sanayide en verimli şekilde kullanacak gençlerimiz, bu sayede sadece ilin ekonomisini canlandırmakla kalmayacak, ülke ekonomisinin de kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

Toplantıda, Konya'ya yeni devlet ve özel üniversitelerinin kurulması, alt yapı ve öğrenciler için Konya'nın durumu tartışıldı.

Fuarlar Konya Ekonomisini Canlandırıyor


TÜYAP Fuarcılık Grubu önderliğinde Konya'da yapılan fuarlar ekonomiye önemli oranda katkı sağlıyor. Yapılan fuarlar sayesinde hem Konya ekonomisi gelişiyor, hem de şehrin tanımı yapılıyor

EKONOMİYE KATKISI BÜYÜK

TÜYAP fuarın Konya ekonomisine önemli oranda katkı sağladığını belirten Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, Konya'nın İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en önemli fuar kenti olduğunu söyledi. Üzülmez, fuarlara katılım sayısının her geçen gün arttığını dile getirdi.

Üzülmez, “ Şehrimiz coğrafi konum itibariyle Anadolu'nun her köşesine açılıyor. Tarihin çok eski dönemlerinden beri Anadolu'nun en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Konya, özellikle son yıllarda fuarcılık alanındaki etkinliği ile adından sıkça söz ettirmeye başlamıştır. ” dedi. TÜYAP fuarının Konya'nın tanıtımına ve ekonomisine önemli oranda katkı sağladığını dile getiren Üzülmez, “Konya'mız için büyük önem taşıyan, tanıtım ve pazar alanlarımızın genişlemesine büyük katkıları olan fuar alanımız artık sadece şehrimiz için değil, İç Anadolu Bölgesi ve Türkiye'nin gururu olmayı başarmış, düzenlediği uluslararası fuarlarla ilimize ve bölgemiz için önemli bir ticari canlılık sağlamıştır” dedi.

Fuarlar sayesinde Konya Yurtiçi ve Yurtdışında önemli bir tanıtım atağı yaptı.
TÜYAP Konya Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü KTO-TÜYAP Uluslararası Fuar Merkezi sayesinde Konya'nın yurt içi ve yurt dışında önemli bir tanıtım atağı yaptığını belirterek Mart ayı içerisinde düzenlenen Anadolu Moda Show ve Yapı Malzemeleri, Yapı Teknolojileri ve İş Makineleri Fuarı ile Tarım, Hayvancılık, Tavukculuk ve Süt Endüstrisi Fuarı'na 150 bin ziyaretçinin katıldığını söyledi.

Konya'ya gelen fuar ziyaretçilerinin aynı zamanda Konya'yı tanıyarak turizm ve ticaretini de canlandırdığını dile getiren Ersözlü, Bazı Avrupa ülkelerinin Fuarlar sayesinde dünyaca tanındığını, bu avantajı dış ticarette en iyi şekilde kullandıklarına dikkati çekerek "Konya'da ileriki yıllarda fuarlar sayesinde tanınan ve dış ticareti bu alanda hızla artan bir şehir haline gelecektir" dedi

Zafer Çeşmesi

Konya’mızın en güzide alanlarından birisi de Mevlana ve hükümet alanlarından sonra Zafer Meydanıdır. Bilhassa Cumhuriyet’ten sonra Konya’nın seçkin ailelerinin oturduğu bir semt olarak ün yapmıştır. Daha sonraları ise neredeyse Konya’nın merkezi olmuş ve mihenk taşı görevini görmüş, zamanla da lüks mağazaların işgal ettiği bir çarşı alanına dönüşmüştür. Ayrıca Zafer Meydanı’nın Alaaddin Tepesi’ne, Gazi Lisesi’ne, Nalçacı Semti’ne, Tren Garı’na, Hükümet Meydanı’na ve Mevlana’ya ve eskiden beri Belediye binalarına çok yakın oluşu, adeta Konyalılar için bir buluşma, dinlenme ve gezinti yeri olarak görev görmesine sebep olmuştur.

Şehrin daha eski yerlerine nazaran daha çok Cumhuriyet’le özdeşleşen Zafer Meydanı adını da burada bulunan Zafer Çeşmesi’nden almıştır. Bugünkü yazımızda Zafer Çeşmesi’nin kısa tarihine değineceğiz. Buna göre; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Cumhuriyet’in ilk belediye meclisi, 1923-1927 yılları arasında, savaşta şehit olanların ruhlarına ithaf etmek üzere Belediyece şehrin münasip bir yerine bir çeşme yaptırılmasını düşünmüş ve bu işle zamanın belediye mimarı merhum Falih Bey görevlendirilmiştir. Böylece Zafer Çeşmesi eski Kız Orta Okulu binasının 15 metre doğusuna yaptırmıştır. O tarihte şehre ilk defa getirtilen Mukbil Suyu da bu çeşmede akıtılmıştı. Yaklaşık 50 seneden beri suyu kesilmeden akan çeşme 1972 yılında, rahmetli Nalçacı’nın ölümü ile Yılmaz Kulluk’un seçilmesi arasında geçen iki ay içerisinde, bir gecede kim vurduya gitmiştir. Buranın park haline getirilmesi amacı ile kaldırılmış, kitabesi de fuarın kuytu bir köşesine atılmıştır.

1972 yılında, Selçuk Es çeşmenin böyle bir muameleye tabi tutulmasından son derce üzülmüş ve öfkelenmiştir. Bazı gazetelerde çeşme ile ilgili Belediye yetkililerini uyaran yazılar yazmıştır. Tarihini tespit edemeyeceğimiz bir zaman aralığı sonunda uğraşısı sonuç vermiş ve çeşme tekrar hayata geçirilmiştir. Bu konu ile ilgili daha geniş bilgi; çeşmeyi yaptıran ve Cumhuriyet’in ilk belediye başkanı olan Kazım Gürel’in oğlu araştırmacı-yazar rahmetli Selçuk Es’in Koyunoğlu Müzesi’nde saklanan arşivlerinde bulunmaktadır.

İşte Zafer Çeşmesi’nin kısacık tarihi böyledir. Günümüze geldiğimizde Zafer meydanı 10 yıl içinde 2 düzenlemeye tabi tutulmuş, her iki düzenlemede de Zafer Çeşmesi yerini korumuştur. İlk düzenlemede Nutuk Parkı olarak düzenlenen meydan gayet güzel bir anlayışla yapıldığı için Konyalıların sevgisini kazanmıştır. Son olarak Büyükşehir başkanı Tahir Akyürek tarafından yeni bir düzenlemeye tabi tutulmuş, eskisinden de daha güzel ve muhteşem olmuştur. Ve Zafer Çeşmesi bu yeni düzenlemenin tam merkezine oturtulmuş, adeta önemle vurgulanmıştır. Bu yeni düzenlemede çok güzel bir Selçuklu Anıtı dikilmiş, ayrıca sığ bir havuz etrafında bugüne kadar kurulan Türk Devletleri ile ilgili bayrak ve kabartmalarla süslü sütunlara yer verilmiştir. Dikilen Selçuklu Anıtı gayet güzel olmuş ve görenlerin takdirini kazanmıştır. Çünkü Konya’nın bir zamanlar Selçuklu Devleti’nin başkenti olduğunu vurgulayan ilk modern abide olmuştur.
Sonuçta belediyemizin güzel bir düzenlemesiyle, Zafer Çeşmesi, gerçek değerine yakışır bir biçimde, Zafer Meydanı’nda çok güzel bir şekilde teşhir edilmektedir. Yalnız bir soru kafamı kurcalamaktadır. O da; Acaba bu çeşmeyi görenler Kurtuluş Savaşı’nda ölen şehitlerimizin ruhlarına ithaf olmak üzere yapıldığını biliyorlar mı, sorusudur. Zan ediyorum ki, eskiler dışında bu konuyu bilen yoktur. Onun için, kitabesin de “Zafer Çeşmesi, İstiklal Harbi Şehitlerinin ervahına ithafen belediyece inşa edilmiştir, 1340” ibaresi bulunan bu çeşmenin yanına tanıtıcı ufak bir levha koymakla şehitlerimize karşı görevimizi tamamen yerine getirmiş olacağız, düşüncesindeyim.