Her akşam ailece huşu içinde dinlediğimiz o birbirinden güzel plaklar zamanla kasetlerin çıkmasıyla önemsiz hale geldi.
Yıllar sonra müzikle ilgilenmeye başlayınca plak dinlemek ve bu plakları koleksiyon haline getirmek merakı da bende bir hayli ilerledi. 2000’li yıllarda plaklar benim için yeniden cazibeli ve çok şaşaalı objeler olarak gündeme geldi. bu sefer ailemin 70’lerde dinlediği plakların çok temizlerini bütçem elverdiği nispette almaya başladım. Eskicilerden, antikacılardan veya elinde plak olup da pikabı olmayanlardan derleyip toparlayarak aldığım bu plakları temizleyip dinlemek en büyük zevkim haline geldi.
O dönemde plak yapıp satan bir çok firma ve bu firmaların değişik logoları, renkleri ve de yazı karakterleri vardı. Büyük firmaların logoları günün şartlarına göre ustaca hazırlanmış; bazı firmalar ise küçük çaplı olduklarından logoları da pek derme çatmadır. Zaman zaman değişik plaklar da çıkmamış değil. 60’lı yılların sonunda kartpostal plaklar oldukça moda. Bildiğimiz tebrik kartlarına plastik bir zemin üzerine bir yüzü dinlenebilecek şekilde yalnızca bir şarkı kaydedilmiş. Bu plakların ön yüzünde ayrıca ünlü bir ressama ait tabloların tıpkı basımları var. Arka yüzü ise bir tebrik kartının özelliğine sahip, yazıyorsunuz ve postaya atıyorsunuz. Yani sevdiklerinize hem kart yolluyorsunuz hem de bir plak. Dinledikçe de sizi hatırlamaları için.
Coşkun plak markasıyla çıkan firmanın logosu öten bir bülbül, Pathe firmasındaki öten horoz, Arya firmasındaki zeminde gitar olan melek çocuk, Grafson firmasındaki lir resmi, sahibinin sesi firmasındaki gramofon dinleyen köpek (buna ayrıca köpek marka denir), Odeon firmasındaki lahit şeklinde bina, Philips firmasında ise Philips yazılı arma, Netfon firmasında yandan vesikalık görünen uzun saçlı bir genç kız resmi, Mahinur firmasında MC Harfleri, Gündoğdu Plak firmasında yuvarlak içinde yelkenli gemi, Columbia firmasında nota resmi, Atlas firmasında yuvarlak içinde Atlas yazısı, Doğan Plak firmasında sırt sırta gelmiş dp harfleri, Şahinler firmasında yazı üzerinde bir kartal tasviri, Işık Plak firmasında deniz feneri çizimi, Taç Plak firmasında bir kartal tacı, Urfanın Sesi plak firmasında Urfanın uzaktan görünümü, Polydor firmasında yarım plak çizimi, Saner Plak firmasında S Harfi, Elenor Plak firmasında yuvarlak içinde dünyanın bir yarısı bir diğer yarısında ise e şeklinde tasarlanmış bir kuş resmi, Türküola firmasında yazının O harfi bir dünya şeklinde, As Plak firmasında AS Sembol Plak firmasında S harfinin alt kuyruğu içinde plak resmi çizimi ile görünümü gramofona benzetilmiş, Orfeon Plak firmasında ise tarihi bir görünüm var.
Pikabınıza herhangi bir plak koyduğunuzda, fonda hafiften gelen cızırtıyla birlikte sizi başka alemlere götüren bir şarkı veya türkü terennüme başlar. Hayalinizde bambaşka duygu haleleri uçuşur. Bazen gözleriniz nemlenir, bazen katıla, katıla gülmekten bir hal olur, bazen de kalkıp oynayasınız gelir bir oyun havası çalarken. Bir plağı defalarca dinlediğim olmuştur. Zamanın en güzel kayıt ve okuyuş özellikleri taşıyan bu kaynak eserlerin bugün özenle korunup tekrar yeni tekniklerle günümüz dinleyicisi ile buluşması en büyük temennimizdir.
Bir gün arkadaş toplantılarında ve komşu oturmalarında koltuğunun altında bir pikap, elinde ise beslenme çantasına benzeyen plak çantasıyla birinin geldiğini görürseniz şaşırmayın. Bu kişi sizi 40 ile 100 yıl öteye götürecek. Orijinal kayıtlarla mest edecektir eğer kulağınız müziğe aşina ise.
Bir de plakların üzerinde küçük, küçük notlar var zaman zaman. “Kıymetli kardeşime en derin sevgilerimle…, biricik anneme…, Pek muhterem arkadaşıma…, Özçalık ailesine sevgilerle…, sevgili arkadaşıma 1973 hatırası…, Bu şarkı ikimizin…, benden sana yadigar…, Bu şarkıyı dinledikçe beni hatırla…” diye. Farklı zamanlarda ve farklı el yazılarıyla yazılmış bu plaklar ayrıca bir önemli şey… Bazen sanatçıların hayranları için imzalamış oldukları plaklardaki imzalar oldukça şık ve etkileyicidir.
Ayrıca plaklar üzerindeki sanatçı resimleri oldukça etkileyici. Dönemin giyim kuşam modasını, saç kesimini, favori bırakma, bıyıkların şekli, gömleklerin kaç düğme açıldığını, eski şehir fotoğraflarını, umut dolu genç sanatçıların fotoğrafları zamanın tünelinden günümüze kadar plaklar sayesinde gelmektedir.
Ve taş plaklar, geçmişe yolculuğun en gizemli kaynakları. O dönemin Türkiye’sinde bu plakların ilkeleri yurt dışında yapılmış. Tanburi Cemil Bey, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Müzeyyen Senar, Muharrem Ertaş, Çekiç Ali, Hacı Taşan, Enver Demirbağ, Nezahat Bayram, Sevim Tanürek, Ürgüplü Refik Başaran, Saadettin Kaynak, Hafız Burhan, Celal Güzelses, Malatyalı Fahri, Sabile Tur Gülerman, Perihan Altındağ Sözeri, Aleaddin Yavaşça, Zeki Müren, Ahmet Üstün, Behiye Aksoy, Aşık Veysel, Nadir Duyguluses, Kemal Gürses, Şadan Adanalı, Mualla Mukadder, Sevim Deran, Neşe Karaböcek, Şükran Özer Doruk, Fatma Türkan Yamacı, Muzaffer Akgün, Neriman Altındağ Tüfekçi, Adnan Pekak, Münir Nurettin Selçuk gibi üstadları dinlerken günümüz müziğinin ne derece yozlaşmış ve kalitesinin düşmüş olduğunu da anlamış oluyoruz.
Çeşitli dönemlerde çıkan bu plakların devirleri de birbirinden farklıdır. 16, 78, 45, 33 devirli plakların ilki haricindeki plakları bulup dinleme imkanına sahip oldum. 78 devir; taş plaklarda, 45 devir plaklar da plastik malzemeden yapılmış ve 78’lik plaklar gibi her iki yüzünde birer şarkı mevcuttur. 33’lüklerde (Long Play) her yüzünde 6 şarkı vardır. Dolayısıyla plak silsilesinde en son çıkan 33 devirli plaklar da elimizde mevcuttur.
Teknolojinin inanılmaz bir hızla gelişmesi ile plaklar yerini yavaş, yavaş şeritli manyetik kayıtlara, MD’lere, kasetlere, CD’lere derken günümüzde ise MP3 veya Track yani dijital ses kayıtlarına kadar gelmişir. Bu ses kayıtları da; içinde hafıza çipi ve ses aygıtları bulunduran elektronik cihazlarla çalınmaktadır.