Konya Sanayileşmede Hızlı İlerleyen Bir Kent

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Şahin, Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleri Konya Ticaret Odasını ziyaret etti. Konya'nın ticaretini, sanayisini, tarihi ve turistik yerlerini tanımak amacı ile gezi düzenlediklerin belirten İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Şahin, Konya'yı çok beğendiklerini söyledi.

Konya'nın sanayileşme alanında çok hızlı ilerleme kaydettiğini, tarihi ve turistik yerleri ile önemli bir kent olduğunu belirten Şahin, gördükleri ilgiden dolayı mutluluk duyduklarını söyledi.
KTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Seyit Karaca ile Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Mutluer tarafından karşılanan heyete Konya ekonomisi hakkında bilgi verildi.

Konya'nın sanayi alanında yatırımı, üretimi ile önemli bir sektörel zenginliğe sahip olduğunu belirten KTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dr. Seyit Karaca “Konya her yönü ile gelişmeye açık bir kent. Bütün bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Bizler KTO olarak sanayicimizin ürettiği ürünleri dış pazarlara aracısız olarak taşıması ve tanıtması için uluslararası bir fuar alanı kurduk. Bugün bu fuar sayesinde Konya'ya yabancı alım heyetleri gelmeye ve Konya sanayisini tanımaya başladılar.”dedi.

Heyet Konya Ticaret Odası'nı ziyaretinden sonra bazı sanayi kuruluşlarında incelemelerde bulundu, Mevlana Müzesi'ni ziyaret ederek şehrimizden ayrıldı.

Konya'da Aya Thekla Efsanesi

Konya tarihi üzerinde çalışanların en güçlükle karşılaştıkları devir hiç şüphesizdir ki İlkçağın sonlarından Anadolu'nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına kadar geçen bir safhayı İçine alan uzun bir devirdir. Halbuki Konya'nın İslam Öncesi, bu topraklarda yaşayan İnsanların hayatlarını bilmek ve duygularını anlamaya çalışmak, İslam Öncesi toplumunun daha sonraki İslam dönemindeki davran anlayabilmek açısından muhakkak ki çok önemlidir.
İşte bu yüzden aşağıda değineceğimiz Konya'da Aya Thekla Efsanesi, şehir tarihinin bu dönem için karanlıkta kalmış sayfalarını aydınlatmak incelemede Konya'nın Roma dönemindeki insanlarının duygu ve davranışlarını İle şehir dokusu üzerinde önemli bilgilere sahip olmaktayız. A dönem insanlarında Yahudilik ve Hıristiyanlık arası İlişkinin bütün acımasızlığına şahit olmaktayız.
Havarilerden Paulus'un işlerini anlatan ve zamanımıza kadar üç parça halinde gelebilen yazılardan birinci ve en Önemlisi Paulus ve Thekla olarak tanınır. Çeşitli devirlerde çok değişik dillerde muhtelif versiyonları yazılmış bu hikaye çok eski zamanlardan beri Hıristiyan yazarları ta biliniyordu. Hatta o kadar ki, çok değerli olduğu kabul edilen bu yazı, Hıristiyanlığın resmi kitabına alınan yazıların dışında kalmakla beraber, onları takip eden en değerli eser olarak görülür.
Pisidia Antiokheia (=Yalvaç ) sında bir havrada vaazlar veren Paulus, burada barınamayınca, kaçarak Iconium (=Konya) istikametinde İlerlemeye başlamıştı. Yanında Demas İle Hcrmogenes adında onun görüşlerine pe de bağlı olmayan iki Hıristiyan vardı. Paulus'un şehre yaklaştığını haber alan Onesiphoros adında Konyalı bir Hıristiyan, oğullan Simias ile zcnon ve karısı Lektray yanına alarak karşılayıcı çıkar. Onesiphoros, Paulus'u tanımadığından, dostu Titus tarafından yapılan tarif üzerine yolcular arasında Paulus'u arar. Lystra (=Hatunsaray ) İle Konyalı bağlayan yol üzerinde bekleyen Onesiphoros, Titus'un tarifine uyan kısa boylu, sağlam yapılı, kavisli bacaklı, çıplak başlı, kaşları birleşik, hafifçe kemerli burnu ile bir yolcunun geldiğini görür ve onu derhal Paulus olarak tanır. Paulus samimiyetsiz iki şakirdi İle Oneshiphoros'un Konya'daki evine misafir olurlar, rnütevazi bir yemekten sonra, Konya Hıristiyanlarının toplantı yeri olan bu evde Havari derhal vaazına başlar. Konuşmasının ağırlık merkezi, dünya zevklerinden uzaklaşmak ve Tanrı yolunda tam bir bekaret hayatı yaşamanın iyiliği hakkındadır. Paulus'un bu husustaki görüşü o derecede İleridir ki. Tanrı korkusu ve sevgisine layık olmak isteyenlerin evlilik hayatından dahi uzaklaşmalarını tavsiye eder.
Havari Paulus, Oncsiphoros'un evinde etrafına toplananlara bu fikirleri aşılamaya çalışırken. Komşu evde oturan Theokleia adındaki dul bir kadının 17 yaşındaki kızı Thekla'da, Onesiphoros'un evine en yakın pencerenin Önüne oturarak büyük bir hayranlıkla bu ateşli hatibi dinlemektedir. Thekla, Paulus'un sözlerinin tesirine kendisini o derecede kaptırır ki, pencerenin önünde gece, gündüz ayrılmaksızın, hatta yemeyi, içmeyi ve uymayı unutarak tam üç gün , üç gece yüzünü görmediği ancak sesini duyduğu havariyi dinler. Bu durumdan endişelenen annesi, nihayet kızının nişanlısı-hikayenin bazı versiyonlarında kocası- Thamyris'e bu hale bir son vermesini bildirir. Thamyris ve annesinin kendisini ikna için söyledikleri bütün sözler tesirsiz kalır. Genç kız hiç kıpırdamadan pencerenin önünde oturmaya devam eder. Sabrı tükenen Thamyris nihayet, Oncsiphoros'un kapısına dayanır. Burada sokakta rastladığı Demas ve Hcrmogenes'e; "gençleri ve bakire kızları aldatarak onları evlenmekten uzaklaştıran bu iğfal edicinin" kim olduğunu sorarak hakkında kendisine bilgi verdikleri takdirde, onları para İle mükafatlandıracağını söyler. Demas ve Hermogenes " onun kimin nesi olduğunu biz de bilmiyoruz" derler, ancak muhakkak olan bir şey varsa o da şudur ki, bu adam, ancak tam bekaretin muhafaza edildiği takdirde ölümden sonra hayat bulunabileceğini söylemek suretiyle, gençleri kadınlardan, kızları da erkeklerden uzaklaştırmaktadır". Bunun üzerine Thayris, iki adamı evine davet ederek, onlara mükellef bir yemek yedirir ve Paulus'un yaydığı fikirler hakkında daha geniş bilgiler alır. Nihayet Demas ve Hermogenes. nişanlısını kayıp eden gence. Havariyi İhbar ederek yakalatmasını ve böylece kızı onun tesirinden kurtarmasını tavsiye eder.
Ertesi sabah, gün ağarırken Thayris, gerekli memurlar ve kuvvetli bir muhafız kuvveti İle Oncsiphoros'un evine giderek, orada Paulus'a: "Sen, Iconium şehrini ve nişanlımı İğfal ettin !" der. Ve havari Iconium Valisi, Proconsul Cestilius'un huzuruna çıkarılır. Kendisinin Tanrı tarafından insanlara doğru yolu göstererek onları kurtarmak üzere gönderildiğini söylemek suretiyle savunmasını yapan Paulus, ileride tekrar sorguya çekilmek üzere zindana kapatılır. Bu olaydan haberi olan Thekla ise gece bileziklerini vermek suretiyle evinin kapısını açtırtır, derhal zindana koşar, burada da zindancıyı gümüş bir ayna vermek suretiyle razı ederek, içeriye Paulus'un yanıma girer, onun ayaklarının dibine oturarak onu dinler. Genç kızın ortadan kaybolmasından telaşa düşen ev halkı ve nişanlısı, önce şaşkın bir halde sağa sola koşuştururlar, nihayet kapı hizmetine bakan esirin bir arkadaşı, kızın gece gittiğini söylemesi üzerine kapıcıyı sıkıştırırlar. Theklc'nın zindana kaçtığını öğrenince hakikatten genç kızı orada bulurlar. Durum aynen Proconsul Cestilius'a bildirilince, Paulus'un huzuruna getirilmesini emreder. Fakat havari gidince kız öyle üzülür ve kendisini yerdenyere vurur ki. nihayet onu da Cestilius'un karşısına çıkarırlar. Burada genç kız kendisine sorulanların hiç birine cevap vermez, gözleri Paulus'un yüzüne çakılı olarak durur. Sabrı taşan annesi nihayet bağırır. " Bu ahlaksızı yakın! Bu adam tarafından iğfal olunan bütün kadınların dehşet duyması İçin bu kızı sirkin ortasında yakın" Bütün yumuşaklığına rağmen Cestilius, bu şiddetli kararı verir. Paulus İse önce değnekle dövüldükten sonra şehirden kovulacaktır.
Hemen hemen çırılçıplak bir halde sirkin ortasına getirilen Thekla yine gözleri ile Paulus'u arar ve bulur. Fakat Paulus bu defa İsa'nın görünüşünü alır. Kızın yakılması için lüzumlu çalıları şehrin gençleri, genç kızları getirirler. Cellatlar, bunları istif ederken Proconsu! Cestilius, genç kızın metaneti karşısında ağlamaktan kendisini alamaz. Nihayet Theklay odun yığınının üzerine çıkarılır ve demetler ateşe verilir. Fakat o anda Tanrının inayeti belirir. Birden bire şiddetli bir gök gürültüsü duyulur ve ortalık kararır, aynı anda başlayan bir sağanak ve dolu yağışı yalnız ateşi söndürmekle kalmaz, sirkin sahnesi sel suları ile dolar, hatta selde boğulanlar bile olur ve böylece genç kız da diri diri yanmaktan kurtulur.
Konya ilk Hıristiyan devrinde önemli bir yer işgal eder. Havari Paulus'un Konyağa gelişinden kısa bir süre önce şehre imparator Claudius onuruna Claudiconium adını kullanma izni verilmiştir. M.S.2. yüzyılda Hadrianus zamanında, Konya'nın adı sikke ve kitabelerde "Colonia Aeila Hadriana Augusta İconiensium" şeklinde geçer.
İkinci yüzyılda Yunanistan hakkında bir tanıtma kılavuzu yazmış olan Pausanias içinde yüksek memurlarının çalışacağı daireleri olmayan, gimnazyumu, tiyatrosu operası (kent ortası alanı) olmayan, herkesin su alabileceği bir çeşmesi bulunmayan bir yerleşme yerine polis denilebilir mi ? diye sorar. Aynı şekilde Pausanias M.S. 2 Yüzyılda çıktığı Hellas gezisi sonuna yaklaşırken Phokis'te Panopeus adında küçük biryere gelmiş ve buraya kent "polis" demeye dili varmamıştı. Çünkü "ne resmi kurumu, ne gymnasionu, ne tiyatrosu, ne agorası, ne de çeşmeye ulaşan suyolu vardı. Halbuki Paulus'un Konya ya gelişinden az önce Anadolulu gezen Seyyah Strabon (M.Ö.64-M.S.2 l) Konya için İkonion kenti anlamında anlamına gelen poliknion sözcüğünü kullanmıştır. Bu sözcük Konya'nın bayındır bir kent olduğundan dolayı ve zengin arazisi bulunduğundan kullanılmıştı. Ayrıca aAya Thekla Efsanesinden Öğrendiğimize göre. Konya daha o dönemde bile etrafı sütunlu girişlerle mozayikli süslü bir meydana, bir amfi tiyatroya ve önemli bir Yahudi göçmen topluluğunun ve ticari faaliyetin izlerini taşımaktaydı.

Konya Hızlı Tren'e Ne zaman Kavuşacak?

Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'nün yatırım programına aldığı Ankara-Konya çift hat hızlı demiryolu ile ilgili ilk etap ihalesinde teklifler alındı.
TCDD Genel Müdürlüğü'nün, Ankara-İstanbul çift hat hızlı demiryolu projesinden sonra gündemine aldığı Ankara (Malıköy)-Konya demiryolunun hızlı trene göre çift hatlı inşasına yönelik detay uygulama projeleri için 8 yerli ve yabancı firma başvuruda bulundu.
TCDD Genel Müdürlüğü'nün yapacağı değerlendirmenin ardından söz konusu demiryolu güzergahına ilişkin projeler hazırlanacak. TCDD'nin 2008 yılına kadar tamamlamayı planladığı Ankara-Konya çift hat demiryolu güzergahı ile proje çalışmalarının tamamlanmasının ardından hattın inşaatı ile ilgili çalışmalara başlanacak.
Ankara (Malıköy)-Konya arasında saatte 250 kilometre hız yapabilen trenlere göre demiryolu yapımı amacıyla yaklaşık 230 kilometrelik kesimin hızlı tren proje kriterlerine göre çift hatlı olarak inşası öngörülüyor.
TCDD'nin Ankara-İstanbul mevcut demiryolu projesinden sonra ikinci büyük 'hızlı tren' projesi olarak hayata geçirilecek yatırım için yaklaşık 600 trilyon liralık harcama yapılması planlanıyor.
Yeni demiryolu hattının tamamlanması ile birlikte Ankara-Konya arasındaki ulaşım bir saat 15 dakikaya düşürülmüş olacak.
Konya, Başkent'in banliyösü olacak
Yaklaşık 4 yılda tamamlanması beklenen Ankara-Konya arası hızlı tren projesiyle, iki kent arasındaki mesafenin 1 saate inmesi, Konya'yı, Başkent'in banliyösü haline getirecek.
Saatte 250 kilometre hıza ulaşan trenler Ankara-Konya arasında 3.5 saat olan ulaşım mesafesini 1 saate indirmekle kalmayacak, her iki kentte de önemli sosyo-ekonomik gelişmelere neden olacak. Konya Şehir Plancıları Odası Başkanı Fatih Yılmaz, hızlı trenin, AB ülkeleri ile Japonya'da aşırı nüfus yoğunluğu olan kentleri rahatlatmak ve insanların banliyölere kolayca ulaşmasını sağlamak için kullanıldığını söyledi.
“KONYA'DA OTUR, ANKARA'DA ÇALIŞ” DÖNEMİ
Başkent olmasının da etkisiyle, sanayileşmeye bağlı olarak hızla büyüyen Başkent Ankara'nın da benzer bir rahatlamaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu projenin avantajlarını şöyle sıraladı: “Bu açıdan bakıldığında, Ankara-Konya arasındaki hızlı tren projesi büyük bir şanstır. Yaklaşık 5 yıl sonra, iki kent arasında hızlı tren seferleri başladığında Ankara, hem trafik hem de konut açısından çok daha sıkıntılı bir kent olacak. Hızlı treni halen kullanan ülkelerde olduğu gibi, pek çok Başkentli, konut başta olmak üzere daha ucuz yaşam şartlarının bulunduğu, düzenli kentleşmeye uygun engebesiz coğrafi yapısıyla sahip olan Konya'da oturup, Ankara'da çalışacak. Konya'dan Ankara'ya yaklaşık 1 saatte gidilecek.” Bu durumun, Konya'da ekonomisini de önemli ölçüde canlandıracağını ifade eden Yılmaz, “Konya, yakın gelecekte karşılaşacağı bu yeni duruma, yeni yollar açıp, yeni ve büyük iskan sahaları yaratarak önceden hazırlık yapmalıdır” dedi. Yılmaz, hızlı tren seferlerinin başlamasıyla, Ankara'nın yükünün bir kısmını omuzlayabilmesi için Konya'da yeni en az 15-20 bin konutluk inşaat projelerine hemen başlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak:http://www.merhabagazetesi.com.tr/arsiv/2004/09/02/g2.htm
TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü
“Konya Ankara arası 1 saat 15 dakikaya inecek”
Ankara- Konya arası Hızlı Tren Projesi ile ilgili çalışmaların hangi aşamada olduğunu öğrenmek amacı ile TCDD'den istediğimiz bilgiler aşağıdadır
Kuruluşumuzca Ankara Konya arasında çift hatlı ve 250km/saat işletme hızına uygun olarak inşaası düşünülen Hızlı Tren Projesi'ne ilişkin ihaleye esas detay projelerinin hazırlanması için ihaleye çıkılmıştır.
Yapımı düşünülen ve projenin gerçekleştirilmesi halinde Ankara- Konya arasındaki mevcut güzergah uzunluğu 300 kilometre, seyahat süresi de 1 saat 16 dakika olacaktır.
Bu proje hayata geçirildiğinde, seyahat süresinin azaltılması, Türkiye ölçeğinde, Konya'nın demiryolu bağlantıları bakımından kavşak noktası haline getirilmesi dışında, yük-yolcu taşımacılığı açısından da önemli kolaylıklar sağlanmış olacaktır.
Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi için ön yeterlilik ihalelerine 8 firma başvuruda bulunmuştur. Şu anda ön yeterlilik incelemeleri kuruluşumuzca devam etmektedir.”
Konya Milletvekili Ahmet Büyükakkaşlar'
“Hızlı Tren Projesi ile sadece Konya-Ankara arası değil İstanbul-Konya arası da kısalacak”
Bu proje ile yakından ilgilenen Konya Milletvekili Ahmet Büyükakkaşlar projenin sadece ulaşım açısından değerlendirilmemesi gerektiğini, Konya'nın sosyo ekonomik anlamdaki gelişmesine önemli katkılarda bulunacağını, ve bu projenin ilerki yıllarda daha da detaylandırılarak Türkiye'nin üç bölgesine genişletileceğini söyledi.
Bu konuda Büyükkakkaşlar'ın da açıklaması şöyle; “Konya-Ankara arasında vatandaşlarımızın rahat, huzurlu daha hızlı gidip gelmelerini sağlamak amacıyla hızlı tren projesini hayata geçirmeyi amaçlamaktayız.
Proje TCDD Genel Müdürlüğü'nün fizibilite etüdü bitirilmiş, Uygulama Projesi yapılacak hatlar kapsamında bulunmaktadır. Bu projenin en kısa zamanda başlatılması için çalışmalarımız son hızla devam ediyor.
Devlet Demir Yolları'nın 2004 yılı programında 2004 01 0060 no'lu proje kapsamında Ankara-Konya Yeni Demiryolu Hattı etüt-proje olarak yer almaktadır. Bu projesi 1997 yılında İTÜ tarafında fizibilitesi yapılan Ankara-Konya projesi bugünkü şartlara göre uygun olmadığı görülmüş ve yeni bir proje hazırlanmasına başlanmıştır.
Ankara Konya Yeni Demiryolu hattı yapımı projesinde Trenin hızı 250 km./saat, hat uzunluğu 320 km, seyir süresi 1 saat 16 dakika olan çift hatlı elektrikli ve sinyalizasyonlu olarak dizaynı düşünülmüş ve bu çerçevede fizibilite etüdü yapılmıştır.
Konya-Ankara Hızlı Tren Projesi'nin amacı: Proje Ankara'yı Konya'ya ve Konya üzerinden Akdeniz'e bağlamaktadır. Ayrıca Ankara'nın Karadeniz'e bağlantısı ile Karadeniz Akdeniz arasında önemli bir enine eksen oluşmasına katkı sağlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Proje ile iki önemli ilimiz arasında en kısa ve hızlı demiryolu taşımacılığı sağlanmış olacaktır.
Konya-Ankara Hızlı Tren Projesi tamamlandığı zaman Konya'dan hızlı trene binen bir kişi İstanbul'a da gidebilecektir. Konya-Ankara arası 1 saat 16 dakikada, Ankara'dan İstanbul'a 3 saat 10 dakika olmak üzere toplam 4 saat 26 dakikada İstanbul'a ulaşabilecektir.
Konya Ankara Hızlı Tren Projesi yalnız Konya Ankara arası değil İstanbul ve Güneyi Kuzeye yani Samsun'u Mersin ve Antalya'ya bağlayan bir projenin başlangıcı olacaktır.
Konya Ankara Demiryolu projesinin maliyeti 2003 birim fiyatlarına göre: 527,8 trilyon liraya göre belirlenmiştir.
Hızlı Trenler, 40 Yıldır Dünyanın Çeşitli Ülkelerinde Kullanılıyor
- Yeni kuşak demiryolu hatları üzerinde giden bu trenlerin bazıları 500 kilometrenin üzerinde hız yapabiliyor .Hızlı trenlerin söz konusu yüksek hızlara ulaşması için, ancak bu hızı destekleyen özel yapım demiryolu rayları gerekiyor. Hızlı trenlerin güvenli şekilde işlemesi, vagon aerodinamiğinden elektronik kontrol sistemlerine kadar, birçok alt yapı unsurunun tamamlanmasına bağlı.
Hızlı trenlerin rahat ve güvenli yolculuk yapması için birçok faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. En önemli şartlardan birisi de, trenlerin ulaştığı yüksek hızı destekleyecek rayların dayanıklılığı. Hızlı trenlerin güvenli şekilde işlemesi için, vagon aerodinamiğinden elektronik kontrol sistemlerine kadar, birçok altyapı unsurunun tamamlanması gerekiyor.
Hızlı trenler 40 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinde milyonlarca yolcuyu taşıyor. Yeni kuşak demiryolu hatları üzerinde giden bu trenlerin bazıları saatte 500 kilometrenin üzerinde hıza ulaşabiliyor.
İlk hızlı tren 1964 Tokyo Olimpiyatları için Japonya tarafından geliştirilmişti. İlk hızlı tren Tokaido ilk seferini, Tokyo-Osaka arasında gerçekleştirmişti. Japonya'yı Fransa izledi. Mevcut demiryolu hattını yenileyen ve daha hafif özel vagonlar imal eden Fransız Devlet Demiryolları İşletmeleri, 1967 yılındaki ilk denemesinde saatte ortalama 253 kilometre, 1972'de ise 318 kilometre hıza ulaştı. Hızlı trenler bugün Fransa dışında Almanya, Belçika, Hollanda, İngiltere, İspanya ve İtalya dahil birçok Avrupa ülkesi, ABD, Japonya, Çin ve Güney Kore'de kullanılıyor. Bu trenlerin bir kısmı saatte 500 kilometre hızı dahi aşarak rekor kırıyorlar. Japon treni ise 581 km'ye ulaştı.
Bir trenin yüksek hıza ulaşmasını sağlayan birinci faktör motor gücü. Avrupa'da önceleri dizel motorlu lokomotiflerin çektiği hızlı trenler, elektrik enerjisi ucuzladıkça, yerini elektrik motorlu lokomotiflere bıraktı. Fransa'daki kullanımda bulunan yeni kuşak hızlı trenlerde, 6 ila 10 megavat gücünde 8 ila 12 adet motor bulunuyor.
Yüksek hızlara ulaşmak için ikinci önemli faktör ise, vagonların yapısı. Dünyada kullanılan hızlı trenlerin vagonları, eski kuşak trenlere göre çok daha hafif. Vagonların, trenin maruz kaldığı hava ve ray sürtünmesini minimuma indirmeleri için özel bir aerodinamik yapıda üretilmeleri gerekiyor. İlk ve son vagon, vagon arası boşluklar özel olarak hesaplanırken, yine ray sürtünmesini azaltmak için özel tasarlanmış tekerlekler kullanılıyor.
Hızlı trenlerin söz konusu yüksek hızlara ulaşması için ancak bu hızı destekleyen özel yapım demiryolu rayları gerekiyor. Yüksek hızlarda merkezkaç kuvveti normale göre çok daha yüksek olduğu için, rayların bu hızı destekleyecek güçte dayanıklı olması gerekiyor. Raydan çıkma tehlikesini minimize etmek için, yüksek hızlı demiryolu hatlarının mümkün olduğunca düz, eğimsiz ve virajsız inşa edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Seyir ortamındaki herhangi bir değişiklik treni olumsuz etkileyeceğinden, yüksek hızlı hatlarda tünel kullanmaktan kaçınılıyor. Eski hatlar üzerinde ise, trenler, hız performanslarının ancak yarısını kullanabiliyor.
Almanya hariç, bütün ülkelerde tren hatları tel örgülerle dış ortamdan yalıtılmış durumda. Bunun başlıca sebebi, tren raylarına girecek bir otomobil, hayvan veya insandan kaynaklanacak kazaları önlemek. Trafik sinyalizasyonu, seyir kontrolü ve diğer güvenlik sistemleri için en son teknoloji kullanılıyor. Günde binlerce yolcuyu taşıyan hızlı trenlerin, görevlerini güvenle yerine getirebilmeleri sayılan altyapı yatırımlarına bağlı.

Selçuklu'dan Günümüze Konya Kent Dokusu Değişimi

1. Giriş:

Tarih öncesi ve sonrası pek çok uygarlıklara sahne olan Konya kenti, tarihi bir yerleşim bölgesidir.

Çumra-Çatalhüyük kazıları sonucu Konya ve çevresinde Cilalı Taş Devri'nin yaşandığı ortaya konulmuştur. İ.Ö 6000 tarihine kadar inen Çatalhüyük, Anadolu tarihi açısından da önemli bir yerleşim merkezidir (1984 Sonrası Konya).

Selçuklulardan bu güne kadar kentin gelişimi Alaaddin Tepesi çevresinde olmuştur Eski bir höyük olan Alaaddin Tepesi, yıllarca Konya'da bir nirengi noktası olma özelliğini korumuştur. Konya en parlak dönemini I. Alaeddin Keykubat zamanında yaşamıştır. Konya ilim ve sanat merkezi haline gelmiştir. Birçok köşkler, camiler, medreseler, kervansaraylar, imaretler yaptırılmıştır. Bahaddin Veled, Mevlana Celaleddin, Muhiddin Arabi gibi bilgin ve mutasavvıflar Konya'ya yerleşmişlerdir.

2. Konya Kent Dokusu Tarihsel Gelişimi:

Selçuklular döneminde (XIII y.y.) yerleşme dokusu Alaaddin tepesi çevresinde yoğunlaşmıştır. Karamanoğulları Devri'nde (XIV. y.y.) yerleşme bölgesi olarak Alaaddin Tepesi'nin batı ve kuzey kesimi seçilmiştir. Osmanlı Devrinde XV. ve XVIII. yüzyıllarda yerleşme dokusunun tepenin doğu ve kuzey-doğu kesimlerine doğru yayıldığı görülmektedir. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda ise yerleşme bölgesinin, Alaaddin Tepesi'nin güney ve güney-doğu kesimlerinde yoğunlaştığı bilinmektedir (Şekil 1). Mevlana Türbesi ve çevresi XV. ve XVI. yüzyıllarda şehrin en popüler semti olmaya başlamıştır.(Odabaşı 1998).

1930 'lu yıllardan sonra ülke genelinde imar çalışmaları başlatılmıştır. Konya için imar çalışmaları ilk olarak Mimar Şehabettin tarafından yapılmıştır. Ancak bu etüd projesi olarak kalmış ve uygulama ortamı bulamamıştır.

Asım Kömürcüoğlu'nun Konya için yaptığı bu imar planında , Konya'nın dağınık bir şekilde bölgeye yayılmış olması sebebi ile mevcut bulunan konut dokusu yeniden düzeltilmiş ve mevcut yapıların istimlake uğramamasına özen gösterilmiştir (Kömürcüoğlu,1947). Mesken alanları arasında kalan boşluklar da yeniden tanzime çalışılmıştır. Burada amaç şehrin mevcut karakterinin korunmasıdır (Ulusoy 2000).

Aşağıda Osmanlı döneminden başlayarak farklı dönemlerde Konya'nın Alaaddin merkez olmak üzere imar planları verilmiştir.

Düz toprak damı, toprak sıvası ile dış cephe olarak basit bir yapı imajı sergileyen Geleneksel Konya evi 1940' lı yıllardan sonra yavaş yavaş yerini 3-4 katlı apartman bloklarına bırakmıştır (Berk, 1951). İlk apartman örneği olan Hayat Apartmanı'ndan (1937) sonra Konya'da apartman yapımı bir süre duraklama geçirmiştir. 1950 yılında ise yeniden harektlenmeye başlamıştır.
Konya'da ilk apartmanlar, son dönem geleneksel Konya evine plan şeması açısından benzemektedir. Aşağıda incelenen yapı Konya'da 1950 yılı döneminde yapılmış apartman örneklerindendir.

3. Konya'dan Bir Yapı Örneği:

Altıoklar Apartmanı
Yapının adı : Altıoklar Apartmanı
Yapım tarihi : 1953
Proje : Yapı kalfası
Yaptıran: Kazım, Ragıp, Faik ve Sadi Altıoklar (kardeşler)
Yeri: Şeyh Sadrettin Mah. Ferit Paşa Caddesi' nde bulunan yapı Atatürk Anıtı mevkisinde D.S.İ. binası karşısında yer almaktadır
Kat adedi : Bodrum + Zemin + 2 Kat + çatı kat
Bir kattaki daire sayısı: 1
Toplam daire sayısı : 5

Plan şekli: Altıoklar Apartmanı'nda dairelerde dört bölümden oluşan salon, iki oda ve bir küçük sandık odası; banyo, wc, mutfak ve antre ve bir küçük depo (kiler) bulunmaktadır
Yapının plan şeması olarak, modern mimariye meyilli oluşu dikkati çekmektedir. Yapı plan şeması olarak sofalı plan şeklinde olmakla birlikte, yatak holünün ayrılması yapıda planlama değişimlerini göstermektedir.

Normal katlarda, giriş cephesinde çıkma yapılmıştır. Bu özellik son dönem Türk Evi özelliklerindendir (Eldem, 1984). Çıkmalardan dolayı normal katlardaki daireler, diğer katlardaki dairelerden daha geniştir. Çıkmanın derinliği 70 cm., uzunluğu ise 400 cm.dir.
Yapı tekniği ve malzemesi: Yapı tamamen yığma sistemle yapılmıştır. Duvar örgüsünde tuğla , duvar kaplaması olarak ise sıva kullanılmıştır. (Resim 4.1.5.1).
Yapının ilk fonksiyonu: Bodrum kat kısmen konut, kısmen depo ve kazan dairesi olarak planlanmıştır. Diğer tüm katlar ise konut olarak planlanmıştır.

4. Sonuçlar:

Bir Selçuklu başkenti Olan Konya şehri, asırlar boyu tarihi bir tepe olan Alaaddin Tepesi çevresinde odaklanmıştır. Aladdin Tepesi her dönemde kentin nirengi noktası rolünü almıştır. İlk apartman olan Hayat Apartmanı (1937) eski konut bölgesi arasında planlanmıştır. Ancak daha sonra yapılan apartman örnekleri Alaaddin Tepesi'nin batısında ve eski kent dokusu dışında planlanmıştır. Alaaddin Tepesi'ni tren İstasyonuna bağlayan yol aksı yeni yapılaşma alanı olarak planlanmıştır.

İlk apartman örneklerinde geleneksel Türk evi plan şemasının izleri uzun süre kendini hissettirmiştir. Örnek olarak odalara sofadan dağılım gösterilebilir.Ayrıca cephelerdeki küçük çıkmalar (konsollar) da da Türk evi izleri görülmektedir.

KAYNAKLAR
1.BERK,Celile, 1951,'Konya Evleri' İst.
2.Eldem, S. Hakkı., 1984, “Türk Evi Osmanlı Dönemi”T.A.Ç. Vakfı Yayınları, C. 1,İst.
3.KARPUZ Haşim,1996,” Fotoğraflarla Geçmişte Konya”, Konya Büyükşehir Belediysi Yayınları, İst.
4.Kömürcüoğlu, Asım,1947,”Konya İmar Planlarının Son İzah Raporu Hülasası”,Arkitekt,S:1
5.Menderes, A., 1964, Konya İl Analitik Etüdleri, Ankara
6.Odabaşı Sefa,1998, 'Geçmişten Günümüze Konya Kültürü', Kültür Müd. Yayınları,Konya
7.Ulusoy, Mine, 1992,”19. Yüzyıl Konya Ev Mimarisine Avrupa Mimarisinin Etkileri”,S.Ü. Fen Bil. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya
8. Ulusoy, Mine, 2000,”Konya'da Apartman Yapılarının Tarihsel Gelişimi”, Konya