Catalhuyukten Gunumuze: Telkari


Gümüş yüzyıllardır işlenmekte çeşitli dönemlerde de farklı işleme teknikleri ile insan hayatının bir parçası olarak yerini muhafaza etmekte. Çatalhüyük’ten günümüze İnsanımızın maden sanatına ne kadar önem verdiği her şekil ve kayıtlarda ortadadır. Telkari sanatının da yapılan kazılar sonucu M.Ö. 3000 yılından beri kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Kuyumculuk sektörü endüstriyelleşirken gümüşte bunu takip etmiş ustaları ve sanatçıları günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Bunlarla beraber telkarilik de zor şartlar altında günümüze kadar gelmeyi başarmış. Türkiye çapında telkari Mardin, Ankara ve Trabzon’da yaygın olarak yapılan merkezlerinden. Telkarilik Anadolu’nun bir çok bölgesine ahilik ile kazandırıldığı bilinmekte.
Gümüş telin bükülmesi, şekillendirilmesi ve işlenme sanatıdır. İnce tel halinde dökülen gümüş bükülerek küçük motiflerin bir araya getirilmesi ile ortaya çıkar. Tümüyle el işçiliğinden mütevellit bir el sanatıdır. Telkariden tütün kutusu, aynalar, tepsiler, kemerler, küpeler, broşlar, kolyeler, düğmeler, yüzükler ve çeşitli süs eşyaları yapılmakta. Yapılan sanat eserlerinde tel ne kadar ince olursa kıymeti de o kadar artıyor. Yapılan motifler genellikle Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanmış olarak Türk zevkini yansıtmakta.

Telkari Yapımı Tel çekme
Külçe halindeki gümüş veya hurda gümüşler potada eritilerek ince çubuklar halinde dökülüyor. Daha sonra bu çubuklar silindirlerden ve haddelerden geçirilerek istenilen inceliğe getiriliyor.Model tasarlamaYapılacak ürün önce ana hatlarıyla bire bir ölçekte bir kağıt üzerine çiziliyor. Ürünün ana iskeletini oluşturacak parça esas alınarak hangi kısımlarında kaç mikron kalınlığında tel kullanılacağı, iç kısmının ne şekilde, hangi desenlerle doldurulacağı belirlenir ve taslak üzerine geçiriliyor. TavlamaHaddelerden çekilen ve bükülen gümüş süratle sertleşir ve işlemede büyük kolaylık sağlayan yumuşaklığını kaybeder. Bu tellerin yumuşaklıklarını tekrar kazanmaları için asbest bir tabaka üzerinde ısıtılarak tavlanmaları gerekir. Tellerin çekilmeleri ve ürüne işlenmeleri sırasında tavlama işlemi sık sık yapılıyor.KesimHerhangi bir ürün yapılacağı zaman gerekli bütün teller taslak üzerinde belirlenen kalınlık ve uzunluklara göre kesilerek hazırlanıyor.Şekil VermeÜrünü oluşturan ana iskeletin kesilmiş ve yassılaştırılmış parçaları çizilmiş olan taslak üzerine konularak şekillendirilir ve belirli yerlerinden kaynakla birleştirilir. Sonra ince teller yerleştirilerek iskelet tamamlanır ve parçalar ara bağlantılarla birleştirilerek bir araya getirilir. Ayrıntıların yapımıTelkâride bir ürünü oluştururken ana parçaların dışında bu ana parçaları birleştirmede ve süslemede çeşitli parçacıklar kullanılır. Örneğin "geverse" adı verilen minik küreler yapılırken matkap yardımı ile bir çivi üzerine sarılan ince teller makasla kesilir ve küçük halkalar elde edilir. Bu halkalar bir kömür parçası üzerinde ısıtılıp eritilerek minik toplar haline getirildikten sonra iki ağaç blok arasında sıkıştırılıp döndürülerek yuvarlaklaştırılır. Böylece bir veya iki milimetre çapında içi dolu kürecikler elde edilir. Daha büyük küre ve topları yaparken gümüş plaka önce presle değişik çaplarda daireler halinde kesilir. Birleştirme ve KaynakTelkâri tekniği ile yapılan her ürünün tamamı telden yapılır. Bunun için bir ürün binlerce parçadan bükülerek ve birleştirilerek oluşturulur. Bu yüzden bu teknikte kaynak önemli bir yer tutar. Kaynak materyali olarak gümüş - pirinç karışımı bir alaşım kullanılır.Ağartma işlemiBütün parçaları birleştirilmiş bir ürün son şeklini aldığı zaman ısıtma, kaynak ve diğer işlemler nedeniyle kirlenmiş, kararmış ve oksitlenmiş durumdadır. Ürünün doğal parlak rengini alabilmesi için ağartma işlemi uygulanmaktadır. Bu uygulamada bütün ürünler bir bakır kap içine konulur ve üzerlerine nitrik asitli su ilave edilir. Ürünler doğal renklerini alıncaya kadar birkaç dakika süreyle kaynatılır. Daha sonra bol su ile durulanır ve kurutulur.Son İşlemlerAğartılan ürünler deterjanlı (eskiden deterjan yerine çöven kullanılırdı) su ile tekrar yıkanır ve ince telli bir fırça ile iyice fırçalanır. Yüzeydeki fazlalıklar ve kaynak artıkları temizlenir; ürünlerin yüzeyi düz bir çelik parçası ile parlatılır.

Konya’da Girisimciligin Gelecegi


- GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİK KAVRAMLARI

Girişimci ilk kez ortaçağda kullanılmıştır ve kelime ‘iş yapan’ anlamına gelmektedir. Günümüzün rekabet ortamı ve küreselleşme sürecinde ise girişimcilik, daha çok risk alma, yenilikleri yakalama, fırsatları değerlendirme ve bu sürecin yaşama geçirilmesi olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda girişimcilik sadece ortaya yeni bir şeylerin koyulması değil, yapılan iş dahilinde yeni öğeler meydana getirilerek ortaya yeni bir şeylerin çıkması ile ilgilidir. Girişimci risk alarak yenilik veya geliştirme yapan kişidir.

Girişimcilik girişimcilerin risk alma, fırsatları değerlendirme, ortaya yarar sağlayacak faaliyet çıkarma gibi işlemlerin tamamına verilen isime denilmektedir. Girişimcilik ekonomik büyüme ve kalkınmanın motorudur. Yenilik ve yaratıcılığın kaynağıdır. Bir ülkede “hür teşebbüs” olarak ifade edilen rekabete dayalı özel girişimcilik ne kadar gelişirse o ülkede ekonomik refah düzeyi de o ölçüde yükselir. Özel girişimciliğin olmadığı ve/veya yetersiz olduğu ülkelerde ekonomik refah düzeyinin düşük olduğu gerçeği artık hepimiz tarafından bilinmektedir.

Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde girişimciliğin oynadığı rol çok daha büyüktür. Girişimcilik, yeni kaynaklarla, yeni teknolojilerle toplumu tanıştırır ve bu sayede daha önce kullanılmayan veya daha az kullanılan kaynaklar ekonomiye kazandırılır ve üretimde artış meydana gelir. Yeni açılan bir şirket veya yeniden yapılandırılan bir şirket ülkenin istihdam hacmini arttırır ve tüm bunlar sonucunda da iktisadi kalkınma pozitif bir ivme kaydeder.

Girişimciliğin yarattığı ekonomik refah üzerindeki olumlu etkinin yanında, girişimciliği son dönemde böylesine popüler yapan 2 önemli gelişmeden de bahsetmek gerekir ki bunlar;
§ Girişimciliğin işsizlik için bir çözüm olarak görülmesi,
§ Ekonominin gittikçe güçlenmesiyle değişen iktisadi yapı ve girişimciliğin
ekonomi açısından oynadığı önemli rol.

Girişimci ise, toplumun gereksinim duyduğu
§ ürünleri üreterek,
§ hizmetleri sunarak,
§ ya da ticareti yaparak,
maddi-manevi kazanç sağlamayı hedefleyen, bu amaçla kendi işini kurmak için harekete geçen ve iş fikrini gerçekleştirmek için
§ araştırma,
§ planlama,
§ örgütlenme,
§ ve koordinasyon
çalışmaları yapan, sonuçta
§ gerekli bilgi-beceri,
§ işyeri, eleman, makine-ekipman v.b. işletme girdileri ile
§ finansman kaynaklarını
bir araya getirerek, kendi işini kuran kişidir.

II. GİRİŞİMCİLİĞİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

§ Girişimci kar amacı güder, ancak zarar riskinin de sahibidir.
§ Girişimci işinin patronudur, ancak işini yaparken hem çalışan hem patron olmak zorundadır.
§ Girişimcinin hedefleyeceği gelir, işinin sermaye yapısına bağlıdır.
§ İşin kuruluş ve ayakta durma dönemlerinde girişimci önce işini devam ettirmek zorundadır. Kendi kazancı sonra gelir.
§ Her girişim, işin ölçeğinden bağımsız olarak iş hayatında önemli bir yer tutar. Hangi ölçekte olursa olsun iş kuran girişimci özel ve kamu sektöründe bir çok ilişkiye girer.
§ Girişimci kendi işini kurarken belirli düzeyde bilgi ve deneyim sahibi olmalıdır. Sahip olunan bilgi ve deneyimler kendi işini yürütürken hızla artar.
§ Girişimci için “kendine güven” büyük bir silahtır. İş hayatının içinde bu güven giderek artar.
§ Girişimci kendi işini kurma sürecine girdiğinde aynı zamanda birçok farklı alanda olup biteni izleyen etkili bir vatandaş olur.
§ Girişimcilik sürekli kullanılan bir özelliktir. İş kurmak girişimcilik özelliklerinin sürekli kullanılmasını gerektiren bir başlangıçtır.
§ Girişimci kendi işini kurarken tüm ön hazırlık ve programlardan öncelikle kendini sorumlu hissetmelidir.
§ Girişimci kimlerden hangi alanlarda yararlanacağını planlamalıdır.
§ Girişimci belirlediği iş fikrinin uygulanabilirliğine önce kendisi inanmalı, gerektiğinde diğer kişileri (aile, ortak, finansör v.b) ikna edebilmelidir.
§ Girişimci iş fikrine inanmalı, bu işi kurmak için yoğun bir zaman ve para harcamaya yetecek motivasyona sahip olmalıdır.
§ Girişimci kendi işini kurmanın getireceği avantajları isterken, zorluklarını değerlendirmeli ve hazırlıklı olmalıdır.

Girişimcinin İş Kurmak İçin 4 Temel Unsura İhtiyacı Vardır:

1. İş fikri - Girişimcinin piyasada, kendi bilgi ve deneyimine ya da kaynaklarına uygun bir konuyu “iş fırsatı” olarak tanımlaması gerekir.
2. Girişimcilik Nitelikleri - İş fikrini gerçekleştirmek için girişimcilik özelliklerine ve en önemlisi kendine güvenen ve işin gerektirdiği uğraşı vermek için motivasyona sahip olması gerekir.
3. Yönetim Bilgi ve Becerileri - İşin gerektirdiği teknik ve işlevsel yöneticilik becerilerini kazanması, geliştirmesi ya da bu özelliklere sahip kişileri örgütlemesi gerekir.
4. Kaynaklar - İşin kurulması için gerekli insan, bilgi, ürün ve hizmetin sağlanması için girdi olarak gerekli tüm kaynaklara ulaşması gerekir. (finansman, bilgi-beceri, işyeri, işgücü, makine-ekipman, malzeme, zaman)

III. TÜRKİYE’DE GİRİŞİMCİLİK

a. Türkiye’de Girişimcilik Potansiyeli

Türkiye’de girişimciliğin desteklenmesi, Avrupa Birliği’ne giriş süreciyle birlikte başlamış yeni bir olgudur. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de girişimcilik oranı oldukça düşüktür.

Uluslararası girişimcilik endeksinde kullanılan 100 yetişkin içinde şirket kuran insanların sayısına bakıldığında Türkiye 29 ülkeden daha az sayıda girişimciye sahiptir. Türkiye'de her 100 yetişkin içinde şirket kuran sayısı 4.6 iken bu sayı Meksika'da 18.7, İrlanda'da 12 ve ABD'nde 11.7'dir. Yeni kurulan şirket sayıları açısından da Türkiye kötü bir performans göstermektedir. OECD üye ülkelerinde yeni kurulan işyerlerinin tüm işletmeler içinde oranı % 11-17, kapanan işyerlerinin oranı da % 9-14 arasında değişmekteyken, Türkiye'de bu oranlar sırasıyla %3,5 ve %0,9'dur.

Diğer bir düşük performans, Türkiye nüfusunun önemli bir girişimci potansiyeli olan kadın ve gençlerin girişimci olarak değerlendirilmemesidir. Tüm işverenler arasında kadınların oranı %3,3 gibi oldukça düşük bir orandır ve 30 yaşın altında bulunan gençlerin %64'ü işsizdir. Girişimci sayısıyla ilgili ilginç bir bulgu, girişimci erkek ve kadınların oranlarıdır. Çıkış ve inişlere rağmen, kendi hesabına çalışan kadınlar toplam kendi hesabına çalışanların %10'u civarındadır. Hem işverenleri, hem de kendi hesabına çalışanları girişimci diye düşünürsek Türkiye'de erkek girişimciler, kadın girişimcilerin 7 katıdır.

Türkiye diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, girişimcilerin önündeki yasal düzenlemeler bakımından da kötü bir izlenim çizmektedir. Türkiye'de vergi yükü, ekonomik gerekçeler gözetilmeksizin sürekli artış göstermektedir. Buna karşılık mükellef sayısında bir gelişme yaşanmaması, yatırımcıları, vergi ortamı içinde yaşanabilir olmaktan uzaklaştırmaktadır.

b. Türkiye’de Girişimciliğe Bakış

Girişimcilik konusunda dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise girişimciliğin değer bazında incelenmesi gerekliliğidir. Girişimciliğe ait toplumda 'Girişimci doğulur, sonradan olunmaz', 'girişimciler kumarbazdır', 'girişimciler genç ve enerjik olmalıdır', 'başarılı girişimci iyi okul performansı gösterir' gibi yanlış inanışlar yer almakta ve bu yanlış inanışlar girişimciliği engellemektedir. Girişimcilik şartların meydana getirdiği ve kişinin hedefleri ile ilgili bir olgudur, sadece karakteristik özelliklere indirgenemeyecek kadar kapsamlıdır. Günümüz dünyasında insanlar mevcut şartların değişmesi ile birlikte alternatif düşünceler geliştirmekte ve olaylarla ilgili eylemlerini değiştirebilmektedir. Bu nedenle girişimcilik sadece doğuştan gelen bir özellik olarak ele alınmaması gerekmektedir.

Girişimcilerin “kumarbaz” olduğuna dair inanış, kumarbazın tüm riskleri hesap ederek oyuna başlaması ve oyundan kar hesap ederek ayrılmak istemesi özellikleri ile bir ölçüde bağdaştırılabilir. Fakat olayları en ince detayına kadar sonuçları ile birlikte hesap ederek kişinin ilerleyeceği hedefte yol haritası çizmesi, kumarbazlıktan ziyade adımların akıllıca atılması ve olası seçeneklerin hesap edilerek yola çıkılması, bir strateji olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Girişimcilerin iyi bir okul performansı göstermesi gerektiği ile ilgili inanış, genel geçer bir yargı değildir. Hatta girimcilerin koşullar dahilinde yeni kararları hemen alması ve uygulaması ve risk unsurunu hep bünyesinde taşıması, girişimciyi standartların ötesinde değerlendirme imkanını vermektedir.

Bu analizlerden yola çıkarak, girişimciliğin temelinde olan birçok yetenek, bilgi, tecrübe, kültür ve ilişki ağını yıllar içinde geliştirerek girişimcilik kapasitesinin oluşturulması mümkündür.

c. Türkiye’de Girişimciliğin Geliştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler

1. Girişimcilik ile ilgili açık ve net bir vizyon oluşturulmalı, buna bağlı stratejiler geliştirildikten sonra hükümet programlarında öncelikli olarak yer almalıdır.
2. Şirket kuruluşu, işleyişi ve kapanışına ait bürokratik engeller azaltılmalıdır.
3. Vergi işlemleri kolaylaştırılmalıdır.
4. Yeni teknoloji kullanımı yatırım tutarı ne olursa olsun vergilerden yatırım indirimi yapılarak teşvik edilmelidir.
5. KOBİ’lere verilen krediler artırılmalıdır.
6. Finansman seçenekleri artırılmalı, leasing teşvik edilmeli ve risk sermaye sektörü kurulmalı ve desteklenmelidir.
7. Girişimciler ve girişimciliği destekleyen kuruluşların oluşturduğu platformlar/ girişimci ağları kurulmalı ve bu platformlar aracılığıyla koordinasyon sağlanmalıdır.
8. Girişimciliğin desteklendiği bir kültürel ortamın yaratılması için topluma olan katkısı ve ekonomik büyümedeki önemli rolünün anlatılması gerekmektedir.
9. Teknolojik girişimcilik başta olmak üzere her tür girişimcilik performansı düzenli olarak ülke çapında ölçülmeli ve uluslararası ekonomilerle karşılaştırmalıdır.
10. Eğitime yapılan yatırım artırılmalı, girişimci eğitim merkezlerine destek verilmelidir.

Ekonomik büyümeyi başaran ülkeler incelendiğinde görüldüğü gibi, endüstriyel yapının iyileştirilmesi, rekabet gücünün artırılması, ekonomik büyümenin hızlandırılması, istihdamın artması ve gelir düzeyinin iyileştirilmesi için ekonomik yapının girişimci ve yenilikçi olması gerekir. Bu yüzden, ekonomik canlanmayı sağlamak ve sık sık sürüklendiği krizlerden kurtulmak için Türkiye’nin günü kurtaran geçici çözümler değil uzun vadeli bir çıkış yolu bulması gerekir ve bu yol girişimcilikten geçmektedir.

IV. KONYA’DA GİRİŞİMCİLİK

Konya benimsediği medeniyeti, kültürel birikimi, ticari potansiyeli ve insan gücü ile büyük bir şehirdir. İlimiz ticari potansiyeli ile ülkemize örnek gösterilebilecek bir şirketleşme ve dayanışma içindedir. Konya, küçümsenmeyecek ölçüde sanayi ve ticaret alanında kendisini geliştirmeyi başarmış bir kenttir. Bu başarıda ahilik geleneğinden gelen dayanışma faktörünün öneminin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Konya müteşebbisi dünya ticaretini yakından takip ederek, yüksek teknolojiye önem veren, Konya vizyonunu hayata geçirmiş, ilimiz ve Türkiye ekonomisine büyük katkılar sağlamayı başarmıştır.

a. Geçmişten Günümüze Konya’da Girişimcilik ve Ticari Hayat

Osmanlı Döneminde Anadolu’nun önemli bir merkezi olan Konya, günümüzde de Türkiye’nin önde gelen ticaret ve sanayi merkezlerinden biri konumuna gelmiştir. 20. yüzyılın başında bütün İç Anadolu’nun en büyük şehri olan Konya, en faal ticaret merkezi idi ve Konya’da her çeşit eşya üzerine ticaret yapılmaktaydı. Dönemin belgeleri incelendiğinde, Anadolu’nun önemli ticaret yollarının kavşak noktasında bulunan Konya’nın Türk memleketleri içinde taciri en bol olan şehirlerden birisi olduğu görülür. Özellikle 19. yüzyılın sonlarında demiryolunun Konya’ya ulaşması ile başlayan canlılık, günümüze kadar ulaşmıştır.

Osmanlı Döneminde Konya’da üretim, esnaf tarafından ve küçük işyerlerinde gerçekleştirilmektedir. 1889 yılı Salnamesi’ne göre Konya’da dükkan sayısı 2078’dir. Şehirde 18 han, 88 fırın, 4 eczane, 7 lokanta, 2 adet petrol ve 29 su ile çalışan değirmen, 1 selhane, 3 debbağhane, 1 kasaphane, 3 buzhane ve 7 kervansaray bulunmaktaydı. Konya’da hemen her tür esnaf çarşı ve pazar yerlerinde faaliyet göstermişlerdir. Her esnaf grubunun ayrı bir kısmı, sokağı, meydanı ya da pazar yeri bulunması Konya’da ticarette kümeleşmenin o dönemde başladığının bir göstergesidir. Konya ticaret hayatının temelini oluşturan bu çarşı ve pazar yerinden en önemlileri Bedesten, Uzun Çarşı, Muhacir Pazarı, Ağaç Pazarı, At Pazarı, Buğday Pazarı, Kadınlar Pazarı, Saman Pazarı, Aziziye Pazarı, Kömür Pazarı ve Odun Pazarıdır. İlimizdeki en eski sanayi ürünleri; dokuma ürünleri halı, kilim, ipek, keten, kahve değirmeni, tabanca, makas, her türlü deri ve deri mamulleri, ayakkabıcılık, bezir-susam-haşhaş yağları ve baruttur.

İlk milli banka girişimi de Konya’da gerçekleştirilmiştir. 1909 yılında Konya eşrafı Şirket-i İktisadiye-i Milliye adıyla komandit şirket yapısında milli bir banka kurmuşlardır. Bankanın adı I. Dünya Savaşı sırasında Konya Milli İktisat Bankası olmuştur. Banka bölgesel ticarete katkı amacıyla Konya Ticaret-i Umumiye Türk Anonim Şirketi ve Konya Mensucat ve Emtia Yurdu Osmanlı Anonim Şirketi adıyla iki şirket kurmuştur. Milli İktisat Bankası ve Konya Eşrafının ileri gelenleri 1916 yılının sonlarında Konya’da şeker, deri ve ayakkabı sanayi kurmak amacıyla bir anonim şirket kurmuşlardır. 1917 yılında Ticaret Umum Müdürü Münir Bey İstanbul’dan gelerek bankanın genel kurulunda bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma Müslüman Türk İktisadi girişimlerinin merkezinin Konya olduğunu vurgulamaktadır:

“Türkiye’nin merkezi olan Konya’da Hilal-i Osmânî nasıl tecelli etmiş ise, uygarlık yolu olan özel teşebbüs ve ortak girişim fikirleri de bu mübarek iklimden doğarak Osmanlı ülkesinin dört bir yanına örnek olmuştur.”

Gerçekten bu banka Konya’da girişimcilik fikrinin yayılmasına ve küçük sermaye sahiplerinin paralarını saklamak yerine özel girişimlere yöneltmesine yardım etmiştir. Nitekim Konya’da 1908’den sonra kurulmaya başlayan anonim şirket sayısı hızla artmış ve 1920 yılına gelindiğinde Anadolu’da bulunan 76 Anonim şirketin 19’u Konya’da kurulmuştur.

17. yy. sonlarında kurulduğu sanılan barut (güherçile) fabrikası bilinen en eski fabrikadır. Baruttan sonra Konya’da “fabrika” adıyla en çok anılanlar ise un fabrikalarıdır. Konya’da ilk buharlı un fabrikası 1906’da kurulmuştur. Cumhuriyet dönemi ile birlikte Konya ve çevresinde sanayileşmede canlanma görülmektedir. 1926 yılında 23 olan fabrika sayısı 1928 yılında 36’ya ulaşmıştır.

1950'li yıllar Konya'da yenileşme hareketlerinin başladığı ve sanayileşmede temellerin atıldığı yıllar olmuştur. Özellikle 1950’lerde tarımın gelişmesiyle Konya’nın müteşebbis gurubu ithal edilen tarım makinelerini kendi şehrinde üretmeye başlamıştır. Konya’da küçük sanayiden orta ölçekli sanayiye geçiş 1960’lı yılların ortalarında başlamıştır. Bu çerçevede ilk Organize Sanayi Bölgesi 1967 yılında kurulmuştur. Ardından 1976’da 2., 1995 yılında da 3. Organize Sanayi Bölgeleri kurumuştur. Bugün I.OSB’de 150, Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde (2. ve 3.) ise 274 adet firma faaliyet göstermektedir. I.Organize Sanayi Bölgesi'nde yaklaşık olarak 3.323 kişi, 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesi'nde ise yaklaşık 12.000 kişi istihdam edilmektedir. Ayrıca Konya merkezde kurulu olan 60'ın üzerindeki küçük sanayi sitesinde ve ilçelerdeki küçük sanayi sitelerinde çalışan sayısı yaklaşık olarak 40.000’dir.

Bugün gelinen noktada Konya Organize Sanayi Bölgeleri ve Özel Organize Sanayi Siteleri ile Türkiye’de en fazla KOBİ’yi bünyesinde barındıran iller arasında yer almaktadır. Türkiye genelinde faaliyet gösteren 200.000 KOBİ’nin 35.000’i Konya’da bulunmaktadır.

b. Günümüzde Konya’nın Girişimcilik Potansiyeli

Konya sanayisi, kendi öz sermayesi ile üretime endeksli bir kalkınma modeli benimseyerek, Türkiye ve bölge kalkınmasına ivme kazandıracak projeler geliştirmiştir. Konya; organize sanayi bölgeleri ve özel organize sanayi ile bünyesinde en fazla KOBİ bulunduran şehirlerin arasında ilk sıralarda gelmektedir. Konya’da şahıs merkezli girişimciliğin ve dolayısıyla daha küçük ölçekli firmalaşmanın varlığından söz edilebilir.

Ölçüm zorlukları ve verilerin bulunmasında yaşanan güçlükler nedeniyle dünyada yapılan girişimcilik çalışmalarının hemen hepsi yeni kurulan şirketlerin sayısını veya girişimci sayısını bir gösterge olarak kullanmaktadırlar. O yüzdendir ki; yenilik yapan ve yapmayan ayırımı gözetilmeksizin tüm yeni şirket kurucuları girişimci olarak kabul edilmektedir. Konya`da her geçen gün mevcut açılan firma sayısı artmakta, yeni açılan işletmelerde yeni istihdam imkanları sunmaktadır.

Türkiye’de illerin girişimcilik performansına inildiğinde Konya girişimcilik kapasitesi hızla gelişen iller kategorisinde yer almaktadır.(Sarı renkli iller)


Girişimcilik değerler alanında kültürel bir kimliğe bürünmektedir. Bu nedenle girişimcilik düzeyleri kentler arasında farklılık göstermektedir. Konya Ticaret Odası tarafından “Orta Anadolu Girişimcilerinin Sosyo-Ekonomik Özellikleri, İşletmecilik Anlayışları ve Beklentileri” isimli yapılan araştırmada, Konya`da işletmelerin %82’sinin özkaynakları dışında fon kullanmadıkları ve dini gerekçelerle banka kredilerinden faydalanmadıkları saptanmıştır. Bu nedenle bir kentin sahip olduğu değerler ve inanışlar, kültürel özelliklere yansımakta ve bu durum girişimcilik potansiyelini etkilemektedir.

Konya’daki firmalar küreselleşmenin getirdiği rekabet koşullarında ayakta kalabilmek ve kendilerinin geliştirmek için fuarlara ve dış ticaret gezilerine katılarak dünyaya açılmaktadır. Dünyaya açılan KOBİ’ler gerekli donanımı ve bilgiye sahip yeni elemanlar istihdam etmektedir. Yeni elemanların ticari bilgiye haiz, kendisini teknolojik ve gelişim yönünden tamamlaması için genç girişimcilerin eğitim ile desteklenmesi gerekmektedir.

c. Konya’da Girişimcilik İle İlgili Çalışmalar

Konya’mız şimdiden geleceğin en önemli ekonomi merkezlerinden birisi olma yoluna girmiştir. Konyalı firmalar yeniliklere açık ve girişimci bir yapıya sahiptir. Konya Ticaret Odası girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak, sanayi ve ticaret ortamını geliştirmek üzere faaliyetlerde bulunmaktadır.

Konya Ticaret Odası olarak Dış Ticaret Eğitimi Kursu, Kurumsallaşma Eğitimi, İnsan Kaynakları Eğitimi, Kalite Yönetim Sistemi, İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi ve Pazarlama ve Marka Yönetimi Eğitimi başlıkları ile birçok eğitim ve kurs verilmiştir ve mevcut eğitimler KTO`da halen devam etmektedir. Özellikle Konya’da dış ticarete yönelik büyük bir eğilim söz konusudur. Bu çerçevede KTO tarafından talep üzerine sekiz kez açılan Dış Ticaret Eğitimi Kursu dış ticaret alanında çalışmak ve yeni pazarlara açılmak isteyen girişimcilere yol gösterici olmaktadır.

Konya Ticaret Odası ile KOSGEB Konya İşletme Geliştirme Merkez Müdürlüğü İşbirliği Protokolü çerçevesinde kurulmuş olan, Ticaret Odası Bünyesinde faaliyetlerine devam eden Sinerji Odağı’ında 2007 yılında iki kez Genel Girişimcilik Eğitim Programı verilmiş ve 186 kişi bu eğitimlere katılmıştır. Program dahilinde girişimciliği bir seçenek olarak düşünen kişilere, iş planına dayalı iş kurma ve yönetme konusunda bilgi verilmiştir. Bu kişilerin yarısının bile kendi işlerini kurma yönünde adım atmaları Konya’nın sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınmasına katkıda bulunacaktır.

Bu yıl itibariyle Konya Ticaret Odası’nın da desteği ile Konya Teknokent Üniversiteli Girişimci Yetiştirme Programının oluşturulması ile birlikte, üniversite son sınıf öğrencilerinin, üniversite mezunlarının, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin özellikle yeni ve yüksek teknoloji alanlarında kendi işlerini kurmalarını ve geliştirmelerini desteklemektir.

İlimizde her yıl yaklaşık 7.500 lisans, 1.500 yüksek lisans ve doktora öğrencisi mezun olmaktadır. Bu öğrencilerin bir kısmının yeni ve yüksek teknoloji alanlarında kendi işlerini kurmak üzere yönlendirilmesi halinde bölgemizin ve ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişmesi açısından önemli kazançlar sağlanabilecektir.

Konya`da verilen ve halen devam eden eğitimler ile yeni işadamlarına kendi işlerini kurması için bilgiler verilmekte,yeni işadamlarının sundukları projeler desteklenerek, eğitim programlar sayesinde Konya her geçen gün yeni işadamı sayısı artırmaktadır.

Bununla birlikte, Konya’nın girişimcilik konusunda en önemli eksiği ise kadın girişimcilerin sayısının çok az olmasıdır. Örneğin, Konya Ticaret Odası üye sayısı yaklaşık 23.000 iken 644 kayıt kadınlar üzerine görülmektedir. Ancak kendi işini yapan kadın sayısına bakıldığında bu rakam 40’a kadar düşmektedir.

Türkiye genelinde kadın girişimcilerin sayısını artırmak ve kadın girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme desteği ile girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek sağlamak üzere TOBB bünyesinde Kadın Girişimciler Kurulu (KAGİK) oluşturulmuştur. Konya Kadın Girişimciler Kurulu’nun koordinasyonu görevini Konya Ticaret Odası üstlenmiştir. Bu çerçevede Konya’daki kadın girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi iş konusunda danışmanlık, eğitim ve seminerler yoluyla sağlanmaya çalışılacaktır.

d. Konya’da Girişimciliğin Geleceği

Günümüzde iş kurmak isteyen girişimcilerin en büyük sıkıntısı hiç kuşkusuz finansman zorluğudur. KOBİ`ler genellikle özkaynakları dışında fon kullanmamakta, finansman yetersizliği için ilk etapta aile içi parasal destek sağlama çabasına girmekte, ikinci bir aşama olarak banka yolunu tercih etmekte veya etmemektedir. Türkiye çalışma yasaları, şirketlere yönelik mevzuatlarda yaşanan sorunlar ve bürokratik engeller yüzünden iş ve yatırım yapmaya uygunluk açısından kötü bir performansa sahip olarak gözükmektedir.

Türk şirketlerinin mali yapısına bakıldığında ise yetersiz kredi hacmi ve risk sorunları nedeniyle birçok büyük firmanın finansman kaynağı olarak kredileri değil ticari borçları kullandığı görülmektedir. Bu nedenle de risk sermayesi ve sermaye ortaklığı gibi modellerin geliştirilmesi gerekmektedir.

Yeterli mali kaynaklara sahip olmayan girişimciler bankalara başvurduklarında ise teminat göstermekte zorlanmakta ve daha işin başında vazgeçmektedirler. Diğer yandan sunulan kredilerin ticari faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle de kredi kullanımı olması gerektiği düzeyde değildir.
Paranın maliyetini tabii ki hesaplamak lazım ama uzun vadeli fonlardan yararlanmadan kısa vadeli borçlanma ile orta vadeli krediyi çevirmek hele uzun vadeli kredi kullandırmak yüksek maliyet nedeniyle mümkün değildir. Uygulanan finansman modeli yanlıştır. Bankaların sağladığı KOBİ’lere yönelik kredi kullandırdıkları kredinin %5′i bile değildir. Ayrıca bilindiği üzere, bankaların sunduğu kredilerin vadeleri kısa, miktar genelde düşük, faiz ise yüksek olmaktadır. Oysa girişimciliğin yeşereceği iklim için uzun vadeli (minimum 60 ay) ve düşük faiz oranlı destek kredisi kullandırılmalı, yatırımlarda tercihen en az ilk iki yıl vergiden muaf tutulmalıdır. Hatta bazı illerde uygulamaya geçilen “mikro kredi” çalışmalarına Konya’da da başlanmalıdır.

Girişimcilik ile işsizlik sorununa önemli bir çözüm bulunmakta ve ülkenin ekonomik büyümesinin dinamosunu girişimciler oluşturmaktadır. Konya’da girişimciliğin geliştirilmesi için öncelikle girişimci olma fikrinin çocukluktan itibaren kişilere aşılanması gerekmektedir. Bunun temelinde de birey ve onu yetiştiren ailenin hayata bakış açısı, toplumsal değerleri, eğitim ve inanç ve özgüven açısından artıları ve eskileri yatmaktadır. Gelişmiş batı ülkelerinde ve özellikle Amerika’da ailede verilmeye başlanan eğitim ana okullarında şekillenmektedir. Bu nedenle gazete dağıtan, limonata satan, çocuk bakan- kendi masrafını çıkarmak veya para kazanmaktan öte girişimde bulunması ailesi tarafından teşvik edilen çocuklar çoğunluktadır. Bunun ülkemizde de uygulanması ve ailelerin bu yönde teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca girişimcilikle ilgili yanlış inanışların geçersiz olduğuna ilişkin KOBİ’leri bilgilendirici eğitim faaliyetleri düzenlenerek, bu eğitimlerle KOBİ’lerin girişimci bir yapıya bürünmeleri sağlanabilir.


Hüseyin ÜZÜLMEZ
KTO Yönetim Kurulu Başkanı
TOBB Başkan Yardımcısı
(Anadolu'da Girişimcilik Kültürü Sempozyumu sunumu)

Hz.Mevlana ve Sanat


6 senedir Yeni İpek yolu dergimize hiç ara vermeden kültür, sanat ve gezi yazılarıyla (Semerkanttan,Tibet, Moğolistan ve Çin’e, Nil’den Tuna’ya, Ergenekon’dan Estergon’a ve Kosova’dan Yemen’e yani bizim coğrafyamızda Türk Sanatı) ile iletişim yoluyla herkesin istifadesine sunan Fahri Özparlak Kültür Bakanlığı aracılığı ile Topkapı Sarayına büyük ücretler ödeyerek telif hakkını alarak Konya İl Kültür Müdürlüğünce basılan (2006 Konya) Hz. Mevlana ve Sanat kitabında:

Hattatlara meşk, ressamlara renk, musikişinaslara ilham veren insanlığın piri, sönmeyen ışık Hz. Mevlana düsturu ile Mevlevilik ve Sanat, İslamiyetin ibadet telakkisi, Mevlevilikte musiki.. Fildişi oymacılığı.. Kağıt oymacılığı.. Mevlevi saatler.. Mevlevi zarafeti, Sevakıb-ı Menakıb.. Mevlana’dan hatıralar ve Minyatür Sanatı (Topkapı Sarayı Kütüphanesi arşivinden telif hakkıyla alınan 22 adet minyatür resimleri) ihtiva eden Fahri Özparlak’ın bunun yanında basılmış ve basılmayı bekleyen 48 adet kitabı bulunmaktadır.

Konya Icin Bes Yildizli Oteller Onemli


Rixos Otel’de gerçekleştirilen KTO’nun Nisan ayı Aylık Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez;

“Konya İçin Beş Yıldızlı Oteller Önemli” Konya Ticaret Odası’nın Nisan ayı Aylık Olağan Meclis Toplantısı Rixos Otel’de gerçekleştirildi. KTO Meclis Başkanı Dr. Seyit Karaca Başkanlığı’nda toplanan Konya Ticaret Odası Meclisi gündem maddelerini görüştükten sonra Rixos Otel tarafından verilen akşam yemeğine katıldı.

Programın başında Rixos Hotel Konya Genel Müdürü Ali Zengin otelleri hakkında bilgi aktardı. Rixos Otel Konya’yı, 2006 yılının Haziran ayında devraldıklarını belirten Zengin, 2 yıl içinde yaklaşık 2 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirtti. Rixos Hotel Konya’nın Rixos oteller zinciri içinde müşteri memnuniyeti açısından yüzde 98 birinci sırada yer aldığını belirten Zengin, Konya’nın tanıtımına katkı sağlamak için de değişik ülkelerdeki fuarlara katıldıklarını aktardı. Zengin, odalarda fitness salonunda ve otelin diğer yerlerinde düzenlemeler yaptıklarını da belirtti.

SOSYAL SORUMLULUĞUMUZUN FARKINDAYIZ

Rixos olarak sosyal sorumluluklarının da bilincinde olduklarını kaydeden Ali Zengin, 2 yıldır 680 personelle Kızılay’a kan bağışında bulunduklarını ve bunu geleneksel hale getirdiklerini dile getirdi. LÖSEV’li çocukları otellerinde ağırladıklarını ifade eden Zengin ayrıca Yaşılar Haftası’nda da yaşlılara yönelik program düzenlediklerini belirtti. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda yine çocuklar için program düzenlediklerini aktaran Zengin, TEMA vakfı ile birlikte çalışanlar ve müşteriler adına otelin bahçesine 400 sedir ağacı diktiklerini ifade etti. Hz. Mevlana’nın Konya için önemli olduğuna da değinen Ali Zengin, “Hz. Mevlana’yı, Sema’yı ve Mevleviliği anlatan küçük bir kitap bastırdık. İçinde Konya şekeri ve Mevlana ve Mevleviliği anlatan bir CD bulunduğu hediye çantasını otelimize gelen müşterilerimize hediye ediyoruz. Bu hediye paketinden tam 100 bin tane hazırlattırdık” ifadesini kullandı.

KONYA İÇİN BEŞ YILDIZLI OTELLER ÖNEMLİ

Programda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez ise, şehrin gelişip büyümesinde ve tanıtımında beş yıldızlı otellerin önemli olduğuna dikkat çekerek Rixos Konya otelinde özellikle şehrin tanıtımına büyük katkı sağladığını ifade etti. Konya’da iki tane 5 yıldızlı otelin olduğunu, üçüncüsünün de geleceğinin duyumunu aldıklarını kaydeden Üzülmez, her yeni açılan beş yıldızlı otelin şehrin büyümesine katkı sağlayacağını belirtti. Otellerin kar amaçlı kuruluşlar olduğunu, ancak sosyal sorumluluklarını yerine getirerek halkla bütünleşip büyüyebileceklerini ifade eden Üzülmez, “Rixos Konya’nın bugüne kadar birçok sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirmiş. Bundan sonra da bu programlarına devam edeceğine inanıyorum” dedi.

Programda, Konya Ticaret Odası Meclis başkanı ve Vekilleri ile Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine Rixos Otel’e verdikleri destek nedeniyle teşekkür plaketi verildi. Üzülmez’in plaketini Ali Zengin verirken, oda üyelerini plaketini ise Üzülmez takdim etti.