Zafer Çeşmesi

Konya’mızın en güzide alanlarından birisi de Mevlana ve hükümet alanlarından sonra Zafer Meydanıdır. Bilhassa Cumhuriyet’ten sonra Konya’nın seçkin ailelerinin oturduğu bir semt olarak ün yapmıştır. Daha sonraları ise neredeyse Konya’nın merkezi olmuş ve mihenk taşı görevini görmüş, zamanla da lüks mağazaların işgal ettiği bir çarşı alanına dönüşmüştür. Ayrıca Zafer Meydanı’nın Alaaddin Tepesi’ne, Gazi Lisesi’ne, Nalçacı Semti’ne, Tren Garı’na, Hükümet Meydanı’na ve Mevlana’ya ve eskiden beri Belediye binalarına çok yakın oluşu, adeta Konyalılar için bir buluşma, dinlenme ve gezinti yeri olarak görev görmesine sebep olmuştur.

Şehrin daha eski yerlerine nazaran daha çok Cumhuriyet’le özdeşleşen Zafer Meydanı adını da burada bulunan Zafer Çeşmesi’nden almıştır. Bugünkü yazımızda Zafer Çeşmesi’nin kısa tarihine değineceğiz. Buna göre; Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Cumhuriyet’in ilk belediye meclisi, 1923-1927 yılları arasında, savaşta şehit olanların ruhlarına ithaf etmek üzere Belediyece şehrin münasip bir yerine bir çeşme yaptırılmasını düşünmüş ve bu işle zamanın belediye mimarı merhum Falih Bey görevlendirilmiştir. Böylece Zafer Çeşmesi eski Kız Orta Okulu binasının 15 metre doğusuna yaptırmıştır. O tarihte şehre ilk defa getirtilen Mukbil Suyu da bu çeşmede akıtılmıştı. Yaklaşık 50 seneden beri suyu kesilmeden akan çeşme 1972 yılında, rahmetli Nalçacı’nın ölümü ile Yılmaz Kulluk’un seçilmesi arasında geçen iki ay içerisinde, bir gecede kim vurduya gitmiştir. Buranın park haline getirilmesi amacı ile kaldırılmış, kitabesi de fuarın kuytu bir köşesine atılmıştır.

1972 yılında, Selçuk Es çeşmenin böyle bir muameleye tabi tutulmasından son derce üzülmüş ve öfkelenmiştir. Bazı gazetelerde çeşme ile ilgili Belediye yetkililerini uyaran yazılar yazmıştır. Tarihini tespit edemeyeceğimiz bir zaman aralığı sonunda uğraşısı sonuç vermiş ve çeşme tekrar hayata geçirilmiştir. Bu konu ile ilgili daha geniş bilgi; çeşmeyi yaptıran ve Cumhuriyet’in ilk belediye başkanı olan Kazım Gürel’in oğlu araştırmacı-yazar rahmetli Selçuk Es’in Koyunoğlu Müzesi’nde saklanan arşivlerinde bulunmaktadır.

İşte Zafer Çeşmesi’nin kısacık tarihi böyledir. Günümüze geldiğimizde Zafer meydanı 10 yıl içinde 2 düzenlemeye tabi tutulmuş, her iki düzenlemede de Zafer Çeşmesi yerini korumuştur. İlk düzenlemede Nutuk Parkı olarak düzenlenen meydan gayet güzel bir anlayışla yapıldığı için Konyalıların sevgisini kazanmıştır. Son olarak Büyükşehir başkanı Tahir Akyürek tarafından yeni bir düzenlemeye tabi tutulmuş, eskisinden de daha güzel ve muhteşem olmuştur. Ve Zafer Çeşmesi bu yeni düzenlemenin tam merkezine oturtulmuş, adeta önemle vurgulanmıştır. Bu yeni düzenlemede çok güzel bir Selçuklu Anıtı dikilmiş, ayrıca sığ bir havuz etrafında bugüne kadar kurulan Türk Devletleri ile ilgili bayrak ve kabartmalarla süslü sütunlara yer verilmiştir. Dikilen Selçuklu Anıtı gayet güzel olmuş ve görenlerin takdirini kazanmıştır. Çünkü Konya’nın bir zamanlar Selçuklu Devleti’nin başkenti olduğunu vurgulayan ilk modern abide olmuştur.
Sonuçta belediyemizin güzel bir düzenlemesiyle, Zafer Çeşmesi, gerçek değerine yakışır bir biçimde, Zafer Meydanı’nda çok güzel bir şekilde teşhir edilmektedir. Yalnız bir soru kafamı kurcalamaktadır. O da; Acaba bu çeşmeyi görenler Kurtuluş Savaşı’nda ölen şehitlerimizin ruhlarına ithaf olmak üzere yapıldığını biliyorlar mı, sorusudur. Zan ediyorum ki, eskiler dışında bu konuyu bilen yoktur. Onun için, kitabesin de “Zafer Çeşmesi, İstiklal Harbi Şehitlerinin ervahına ithafen belediyece inşa edilmiştir, 1340” ibaresi bulunan bu çeşmenin yanına tanıtıcı ufak bir levha koymakla şehitlerimize karşı görevimizi tamamen yerine getirmiş olacağız, düşüncesindeyim.

Hiç yorum yok: