KONYA KALE VE SURLARI

Konya Kale ve Surları

Anadolu Selçukluları Konya’yı ele geçirdikten sonra Alâeddin Tepesi’ni surlarla çevirmiştir. Ancak, Alâeddin tepesi’nde daha önceki dönemlere ait sur veya kale olduğu konusunda kaynaklarda yeterli bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu döneme ait kalıntılar da sonraki yıllarda yapılan yapılanmalar sırasında ortadan kalkmıştır.

Anadolu Selçuklularının burada yaptığı surların eski gravürlerdeki çizimlerinden anlaşıldığına göre, büyük ölçüde blok taşlardan yapıldığı ve yer yer de moloz taşların kullanılmıştır. Charles Texier’den öğrenildiğine göre Sultan Alâeddin Keykubat’ın yaptırmış olduğu bu surlar her kırk adımda yapılmış dört köşe kulelerle takviye edilmiştir. Surların etrafında hendekler vardır. Buradaki kulelerin 10 m. cephesi, 8 m. de genişliği vardı. Kuleler düzgün kesme taşlardan yapılmıştır.

Fransız gezgini leon Laborde’nin (1807–1869) 1837 yılında yayınladığı bir eserde bu surları gösteren gravürler bulunmaktadır. Bu gravürlerde Selçukluların daha önceki dönemlere ait antik yapılardan kabartmaları, Bizans yazıtlarını içeren levhalar, sütun başlıkları, sütunlar ve bazı heykel parçalarını buraya yerleştirdikleri anlaşılmaktadır. Ne yazık ki bu kalıntılardan hiç biri günümüze gelememiştir. Bu surların taşları sonraki yıllarda taş ocağında kullanılmış, şehirde yapılan kışla ve paşa konaklarının yapımı buradan saplanan taşlarla olmuştur.

Surların güney cephesine küçük bir iç kale yapılmıştır. Bu kale şehre hâkim konumda olup, sekiz kule ve bir burç ile korunuyordu. Selçuklu sultanlarının sembolü olan doğan kuşu kalenin büyük kapısı üzerine yerleştirilmiştir.

Beyşehir Kalesi (Beyşehir) Konya Beyşehir ilçesi,

İçerişehir Mahallesi’nde bulunan Beyşehir Kalesi’nden XIX. yüzyılda buraya gelen F.Sarre söz etmiştir. Günümüze ulaşan kale kapısının üzerindeki kitabeden bu kaleyi Gıyaseddin ve Keykavusoğlu Mesut zamanında Emir Eşrefoğlu Seyfeddin Süleyman 1288 yılında yaptırdığı öğrenilmektedir. Ayrıca kalede Sultan I.Ahmet tarafından 1615’te ve Sultan IV. Murat zamanında 1633 yılında onarıldığını gösteren kitabeler bulunmaktadır. Beyşehir Kalesi’nden hiçbir iz günümüze gelememiştir. Yalnızca kalenin İçerişehir Mahallesi’nde kapısı bulunmaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere Beyşehir Kalesi’nin kesme taştan yapıldığı sanılmaktadır.

Tont, Mindos, Aydos Kalesi (Ereğli)

Konya Ereğli ilçesinin 12 km. doğusunda, Gökçeyazı Köyü’nün güneydoğusunda Kayasaray Köyü’ne yakın yerdeki Aydos dağı üzerinde bir takım kalıntılarla karşılaşılmıştır. Bu kalıntıların bir kaleye ait olduğu anlaşılmakla beraber, kalenin ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla bu kale, bir karakol kalesi niteliğini taşıyordu. Bunun dışında kaynaklarda da yeterli bilgiye rastlanamamıştır.

Seydişehir Kalesi (Seydişehir)

Konya Seydişehir ilçesindeki kale, Karamanoğulları ve Osmanlılar arasındaki savaşlar sırasında sık sık el değiştirmiş ve Fatih Sultan Mehmet’in Karamanoğlu Beyliği’ne son vermesi ile birlikte Konya, Larende, Ereğli, Akşehir, Beyşehir kaleleri ile birlikte yıkılmıştır. Bununla beraber Seydişehir’in bazı semtlerinde kaleye ait kalıntılar görüldüğü gibi temel kazılarında da kaleye ait izlere rastlanmaktadır.

Günümüzde sadece temel kalıntılarına rastlanan Seydişehir Kalesi’nin yüksek duvarlı bir sur ile çevrildiği sanılmaktadır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı II.Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Seydişehir önem kazanmış, Selçukluların ünlü bilgini ve din adamı Seyyid Harun burada bir şehir kurmak istemiş, bu şehri kuşatacak kalenin yapımını kararlaştırmıştır. Bu arada kalenin kapı yerlerini de işaretlemiştir. Bu kapılar güneyde Ulu Kapı, kuzeyde Hızır veya Pazar Kapı, batıda Kiçi Kapı olarak isimlendirilmiştir. Seyyid Harun önce bu kapıların yapılmasını emretmiş, Ulu Kapı’nın yapımını dervişlerden Akça Baba, Pazar Kapısı’nı Nasipli Baba, Kiçi Kapısı’nı da Haydar Baba’nın yapmasını istemiştir.

Kalenin yapımında çevredeki antik şehir kalıntılarından yararlanılmış ve yapımında da Türkmen boyları işçi ve usta olarak çalışmışlardır. Kale kapıları tamamlandıktan sonra bunları birbirine bağlayan sur duvarları burçlarla desteklenerek örülmüştür. Böylece şehir bir sur içerisine alınmıştır. Eşrefoğulları döneminde, XIV. yüzyılın başlarında kalenin yapımı tamamlanmıştır. Bu dönemde şehri koruyan küçük bir savunma kalesi niteliğini kazanmıştır.

Hiç yorum yok: