Türkiye Otomotiv Yan Sanayinde Konya

Mehmet ÇELİK
S.Ü. Karaman Meslek Yüksekokulu,

Otomotiv sektörü Dünya' daki en önemli endüstriyel etkinliklerden biridir. Dünya ticaretinde en hızlı ilerleyen sektörler arasında yer alır ve ekonominin lokomotif sektörlerindendir. Bunun nedeni, ekonominin diğer sektörleri ile olan çok yakın ilişkisidir ve sektördeki gelişmeler ekonominin tümünü yakından etkilemektedir. Otomotiv sanayii, yarattığı katma değer, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama katkısı ve teknolojik gelişmeye öncülük etmesi dolayısıyla ülkelerin kalkınmasında önemli bir rol oynamaktadır. Demir çelik ve diğer hafif metaller, petro-kimya, boya, dokuma, elektrik, elektronik cam ve lastik gibi temel sanayi dallarında başlıca alıcıdır. Pazarlama, tamir, bakım ve yedek parça satışları, finansman ve sigortacılık hizmetlerinde yarattığı geniş iş hacmi nedeniyle bu sektörlerdeki teknolojik gelişmenin de sürükleyicisidir. Ülkemiz ekonomisinde üretim, istihdam ve ihracat açısından büyük önem taşıyan otomotiv yan sanayi gelecek vaat eden sektörlerden birisidir. Türk otomotiv ana ve yan sanayi, başta Bursa olmak üzere Marmara Bölgesi'nde yoğunlaşmıştır. Otomotiv sanayinin yoğun olduğu diğer şehirler İstanbul, İzmir, Kocaeli, Ankara, Konya, Adana ve Manisa olarak sıralanmaktadır.

Bu çalışmada; Konya ilinde faaliyet gösteren otomotiv yan sanayi işletmelerinin durumları incelenerek genel değerlendirme yapılacaktır.

1. GİRİŞ
Motorlu karayolu taşıtları, bir yanmalı veya patlamalı motorla tahrik edilen, yük veya yolcu taşımak ve karayolu trafiğinde seyretmek üzere belirli teknik mevzuata göre üretilmiş bulunan dört veya daha fazla lastik tekerlekli taşıt araçlarıdır. Otomotiv sanayii yarattığı katma değer, yan sanayisiyle birlikte istihdam düzeyine yüksek orandaki katkısı, birçok sektördeki talep yaratıcı durumundadır. Diğer sanayileri de derinden etkileyen yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesindeki öncü konumuyla bulunduğu ülke ekonomilerine önemli katkılar sağlamaktadır. Otomotiv sanayi, demir-çelik, petro-kimya, lastik gibi temel sanayi dallarında başlıca alıcı ve bu sektörlerdeki teknolojik gelişmenin de sürükleyicisidir. Tüm sanayileşmiş ülkelerde ekonominin lokomotif sektörlerinden biridir. Bu gerçekten hareketle, Türkiye'deki otomotiv sanayiinin daha rekabetçi bir yapıya kavuşması ve Türkiye'nin kalkınmasında itici bir güç olabilmesi için avantaj ve dezavantajlarının analiziyle birlikte sorunlarının çözümü ve mevcut avantajların rekabetçi üstünlüğe dönüştürülmesi önem arz etmektedir.

Otomotiv sanayii için 20. yüzyıl Dünya ekonomisinin lokomotifi denilmektedir. Sanayileşmiş ülkelerin tamamına yakınında otomotiv sanayii firmaları, ülkelerin büyük şirketleri sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır. Otomotiv sektörü, üretim büyüklüğü ve yarattığı katma değer itibariyle ise toplam imalat sanayii üretimi içerisinde yine ilk sıralarda bulunmaktadır. Örneğin, 1914 yılında ABD imalat sanayii üretimi içerisinde 14. sırada bulunan otomotiv sanayii, yüzyılın ilk çeyreğinden sonra birinci sıraya yükselmiş ve bu durumunu uzun yıllar sürdürmüştür.

Otomotiv sanayi, bazı temel niteliklere sahiptir. Bunlar;

- Uzay-havacılık sanayinden sonra, önemli mühendislik alanlarını içeren karmaşık ve çok disiplinli bir teknoloji gerektirmektedir.
- Motorlu taşıt aracı; niteliği, malzeme yapısı, prosesi, teknolojisi ve üretim yeri farklı olan 5.000 dolayında parça grubunun, ortak kalite yönetimi ve verimlilik anlayışı ile üretimi ve bir araya getirilmesi ile ortaya çıkmaktadır.
- Bir motorlu aracın üretimi ve trafiğe çıkabilmesi için güvenlik, trafik ve çevre ile ilgili 50 dolayında küresel teknik mevzuata uyumu ve bunun belgelendirilmesi zorunludur.
- Pazardaki yoğun rekabet nedeni ile müşteri tatmini ancak teknolojik gelişme ile sağlanmaktadır. Bu nedenle sektörde, yoğun Ar-Ge ve sürekli gelişme esastır.
Otomotiv sektörü kendisi dışında, ham madde ve yan sanayi ile otomotiv ürünlerinin tüketiciye ulaşmasını sağlayan ve bunu destekleyen pazarlama, bayi, servis, akaryakıt, finans ve sigorta sektörlerinde geniş iş hacmi ve istihdam yaratmaktadır. Sektör, savunma sanayinin gelişmesinde ve teknolojik düzeyin yükselmesinde temel oluşturmaktadır.

2. TÜRKİYE OTOMOTİV SANAYİ
Ülkemizde otomotiv sanayi önemli bir sektör konumundadır. Özellikle, otomotiv sanayi kendi bünyesi ile ilişkide bulunduğu sektörlerde önemli bir istihdam potansiyeli yaratmaktadır. Ülkemiz otomotiv sanayi ekonomik ve sosyal gelişmeye paralel bir gelişme göstermiştir. 1960'lı yıllarda kurulmaya başlanan Türkiye'deki otomotiv sanayi, başlangıçta iç pazarda tarım ve taşımacılık sektörlerinin ihtiyaçlarına dönük olarak traktör ve yük taşıyan ticari araçların üretimini gerçekleştirmiştir. 1960'lı yıllardan beri AB otomotiv sanayi ile yakın bir ilişki içindedir.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda yer alan "Otomotiv Sanayiinin Endüstrileşmedeki İtici Gücünden Yararlanma" ilkesine uygun olarak yerli katkı oranını artırmaya yönelik "Montaj Sanayi Talimatı" hazırlanmış ve 1964 yılında yürürlüğe girmiştir. Nitekim 1963 yılı sonunda 8 olan montaj sanayii kuruluşu sayısı 1967 sonunda 20'ye çıkmıştır. 1970'li yıllarda otomobil üretimi için küçük ölçekli yatırımlar başlamış, 1970' li yıllarda lisans alarak "Teknik İşbirliği" ile üretim başlatılmıştır. Bu işbirliği 1980'li yılların ortasında giderek artan yabancı sermaye katılımı ile "Ekonomik İşbirliği" ne dönüşmüştür. Bu yıllarda Türkiye' de gerek ham madde ve gerek yan sanayi ürünlerinde üretim düzeyi yetersizdir. Bunun yanında özellikle otomobil için söz konusu yıllardaki talep de büyük tesislerin kurulması için düşük düzeydeydi. 1990 yılına kadar geçen 25 yıllık süre içinde ülkemizde imal edilen her türlü motorlu araç Türkiye'deki otomotiv yan sanayinin gelişmesini de sağlamıştır. 25 yıllık dönemde üretilen milyonlarca araçta yerli katkı oranı yüzde 90'ları aşmış, bazı parçalar, otomotiv yan sanayinde günün teknolojisine uygun olarak yapılan yatırımların da katkısıyla üretilmiştir. 1990'lı yılların başında özellikle otomobilde talebin her yıl yüzde 25'ler düzeyinde ve istikrarlı olarak artışı ile ana ve yan sanayide çok yoğun yatırımlar yapılmıştır.

Öte yandan 1990'lı yıllarda ana ve yan sanayideki üretici firmalarla, pazarlama kuruluşlarında yeniden yapılanma çalışmaları tamamlanmıştır. Bu yıllarda çağdaş üretim teknikleri yoğun eğitim programları ile uygulamaya geçirilmiş ve özellikle kalite yönetim sistemleri kurularak, firmalar bu açıdan uluslar arası kuruluşlar tarafından belgelendirilmiştir. 1970-2005 yılları arasında otomotiv sektöründe üretim/talep değişimi, büyük iniş ve çıkışlar göstermiştir. Motorlu taşıt araçları pazarındaki talep, ekonomik ve sosyal yaşamdaki istikrarsızlıklardan büyük ölçüde etkilenmiştir. Bunun yanında sektör ile ilgili belirli bir gelişim stratejisinin bulunmayışı da sektörü olumsuz yönde etkilemiştir. 1970-2005 yılları arasındaki pazar verileri bu yargıyı pekiştirmektedir.

8. Beş Yıllık Kalkınma planı'nda da belirtildiği gibi otomotiv sanayi, ekonomik ölçekte üretimin yapıldığı, yeni teknolojilerin uygulandığı, ihracata dayalı ve sürdürülebilir rekabet gücünün sağlandığı bir yapının oluşturulması büyük önem arz etmektedir.
Ülkemizde otomotiv sanayi, son yıllarda teknolojik olarak çok ileri bir düzeye ulaşmış bulunmaktadır. Hızla küreselleşmekte olan sektörde rekabet yoğunluk kazanmaktadır. Bu ise müşteri tatmininin ancak teknolojik gelişme ile sağlanabilmesine yol açmaktadır. Türk otomotiv sektörü, Türk üretim sanayi içerisinde ana güçlerden birini oluşturmaktadır. Otomotiv sanayi üretiminin, yurtiçinde talebe karşın arzın yüksek oluşundan ötürü ihracata dönük bir yapısı vardır. Son yıllarda gösterdiği ivme ile "Orjinal Ekipman İmalatçıları" na üretim yapabilecek standartlara ulaşmıştır. Sektör ihracatının büyük bölümünün AB üyesi ülkelere dönük olması ulaşılan kalite ve teknolojinin bir göstergesidir.

Üretim, 2006 yılında 1.024.987 adet motorlu taşıt aracı üretildi. 2006 yılında toplam taşıt aracı üretim, 2005 yılına göre %12 oranında artmıştır. 2006 yılında otomobil üretimi 2005 yılına göre %20' lik bir artış gerçekleşmiştir. 2005 yılına oranla yük ve yolcu taşıyan ticari araç üretimi 2006 yılında ihracatın desteği ile: midibüste % 16, otobüste % 11, kamyonette % 6 oranında artmış, minibüste % 21, büyük kamyonda % 1 oranında azalmıştır. Küçük kamyonda ise değişmemiştir. Tablo 1'de Türkiye' de model bazında üretim rakamları verilmiştir. Türkiye otomotiv pazarında otomobil ve hafif ticari araçlar olarak; 2006 yılında 617.852 adet, 2005 yılında toplam 710.408 adet, 2004 yılında 698.095 adet ve 2003 yılında 364.069 adet araç satılmıştır.

Otomotiv ana sanayi özellikle son beş yıl içerisinde gerçekleştirdiği yatırımlar, Ar-Ge çalışmaları, yan sanayisi ile koordinasyonu, vasıflı işgücü istihdamı ile ihracatını geliştirmiş ve arttırmıştır. Her geçen yıl üretim ve ihracatını arttıran otomotiv sektörü mal gruplarının büyük bir bölümünde artışlar kaydetmiştir.

Türkiye'deki otomotiv sanayiinin daha rekabetçi bir yapıya kavuşması ve Türkiye'nin kalkınmasında itici bir güç olabilmesi için avantaj ve dezavantajlarının analiziyle birlikte sorunlarının çözümü ve mevcut avantajların rekabetçi üstünlüğe dönüştürülmesi önem arz etmektedir

3. ANA YAN SANAYİ İLİŞKİSİ
Gelişmiş otomotiv sanayilerine sahip ülkelerdeki ana ve yan sanayii arasında güven unsurunun ön plana çıktığı, sağlıklı ve işbirliğine dayalı ilişkiler kurulmaktadır. Bu durum, bu ülke sanayileri için önemli bir rekabetçi üstünlük oluşturmakta olup, bu konuda büyük çaba sarf edilmektedir. Türkiye'de otomotiv sanayiinde güçlü bir yan sanayii oluştuğu söylenebilir.

Otomotiv sanayiinin bu avantajını iyi kullanması ve firmalar arasında işbirliğine dayalı ilişkilerin geliştirilmesi önem arz etmektedir. Türkiye'de, ana ve yan sanayii ilişkileri konusunda yapılan çalışmalarda belirtilen tespitlerin bazıları aşağıda verilmektedir.

- Gelişmiş otomotiv sanayilerindeki ana ve yan sanayii ilişkilerine paralel olarak, geçmiş yıllara göre Türk otomotiv ana ve yan sanayii ilişkilerinde de önemli gelişmeler olmasına ve belirli bir güvenin tesis edilmesine rağmen, gerekli seviyede işbirliği sağlanamamıştır.
- Ana ve yan sanayii arasında verimlilik artışı, maliyet düşürme ve ürün geliştirmeye yönelik müşterek faaliyetlerde istenilen düzeye ulaşılamamıştır.

- Ana ve yan sanayii arasındaki ilişkilerde sözleşme çerçevesinde çalışma düzeyi oldukça yüksektir. Ancak, sözleşme süreleri genelde kısadır.

- Yan sanayi firması üretiminde ağırlık teşkil eden ürününde tek bir ana firmayla çalışmayıp, bir çok firmaya ürün teslimatı yapmakta olup, bu durumun ana ve yan sanayici işbirliğine olumsuz etkisi olduğu düşünülmektedir.

- Yan sanayici seçiminde fiyat faktörü geçmişe göre önemini kaybetmiş olsa da ana sanayi firmalarının yan sanayi ile ilişkilerinde fiyat faktörü halen öncelik açısından öne çıkmaktadır.
-Sözleşmelerin genelde kısa süreli olması, verilen siparişlerin yatırım yapmayı ekonomik kılacak büyüklükte olmayışı ve değişken bir yapı arz etmesi, enflasyonist bir ortamda girdi fiyatlarındaki artışların zaman zaman satış fiyatına yansıtılamaması, ödemelerdeki gecikmeler yan sanayiciyi zor durumda bırakmaktadır.

4. TÜRKİYE OTOMOTİV YAN SANAYİ

Otomotiv yan sanayi ekonomik ve sosyal gelişmeye paralel bir gelişme göstererek taşıt araçlarında kullanılmak üzere, belirlenen teknik dokümanlara uygun aksam, parça, modül ve sistem üreten, KOBİ ağırlıklı sanayiden oluşmaktadır. Bugün ülkemizde Otomotiv Yan Sanayiinde 1000'in üzerinde firma faaliyet göstermektedir.

Türk otomotiv yan sanayii, bugün 100 bin kişiye doğrudan, yaklaşık 750 bin kişiye de dolaylı istihdam sağlayan, çevre konusunda duyarlı, hızlı teknolojik gelişmelere ve küresel strateji değişikliklerine daha hızlı uyum sağlayan önemli bir sektör durumunda. Otomotiv yan sanayiimiz yılda 3 milyar dolarlık ihracat ve 450 milyon dolarlık yatırım potansiyeli ile otomotiv sanayi içinde önemli bir yere sahiptir.

Yan Sanayi firmaları ölçeklerine göre üç gruba ayrılır.
Birinci grup; tüm yönleri ile gelişmiş, dış pazarlarda rekabet gücüne sahip, organize olmuş, kaliteleri kanıtlanmış firmalar şeklinde tanımlanabilir. İç piyasada üretimini yaptıkları parçaların çoğunu OEM(Orijinal Ekipman Üreticileri) olarak karşılamakta ayrıca, dış pazara da OEM olarak hizmet edebilmektedirler.

Sayıları 1000-1200 civarında olduğu tahmin edilen söz konusu yan sanayi firmaları, ürünün çeşidine göre bazı parçaları diğer yan sanayilerden tedarik ederek birinci halka yan sanayici konumuna da geçmektedirler. Birinci gruptaki firmaların neredeyse tamamı ileri teknolojiler kullanmakta, tüm dünyada aranan ISO 9000, QS 9000, TS 16949 gibi kalite sertifikalarına sahip bulunmaktadırlar. Bu gruptaki firmaların bir çoğu "sistem sunucusu" olma, ana sanayinin AR&GE çalışmalarına dahil olma gibi çağın gerektirdiği ihtiyaçlara yanıt vermek üzere ilerlemeler kaydetmenin yanı sıra henüz istenen seviyelere ulaşmamışlardır.
İkinci grup; daha çok orta ölçekli, yarı organize olmuş, büyük ölçüde piyasaya çalışan ancak ana sanayinin ve birinci halka yan sanayinin ihtiyaçlarını da karşılamakla birlikte genelde yedek parça piyasasına hitap eden firmalardır. Sayılarının 1.000 civarında olduğu tahmin edilen, çoğunun "aile şirketi" kimliğinden sıyrılamadığı gözlenen, pazar tercihlerini son yıllara kadar genelde yurt içi yedek parça pazarına yönelik gerçekleştirmiş firmalardır. Bu gruba giren firmaların büyük bir bölümünün ISO 9002 kalite belgesi bulunmaktadır. Son yıllarda yurt içi piyasadaki dalgalanmalar bu gruptaki firmaları yurt dışı pazarlara yönlenmelerine neden olmuş ve büyük bir kısmı ihracatçı kimliğine bürünmüştür. Önceleri komşu ülkeler, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile sınırlı olan yurt dışı pazarı, söz konusu firmaların gösterdiği olağanüstü çaba ve beceri ile dünyadaki 160 ülkeye ulaşmıştır. Sektör ihracatının % 69'unun Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olarak gerçekleşir olması da, ulaşılan teknoloji düzeyinin bir göstergesidir. En fazla ihracı gerçeklesen oto yan sanayi ürünleri arasında; Motor yedek parçaları, araç lastikleri, jant aksamı, karoseri aksamı, transmisyon mili, yatak ve kovanlar, oto camları, fren ve servo frenler, emniyet kemerleri, debriyaj ve aksamı sayılabilir.

Üçüncü grup; küçük ölçekli, atölye bazında çalışan ve iç piyasada tamamen yedek parça ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışan iyi organize olamamış firmalardır. Sayılarının 1.000-1.200 adet olduğu tahmin edilmektedir. Fazla teknoloji gerektirmeyen, basit sayılabilecek üretim yöntemlerini kullanarak sadece yurt içi yedek parça pazarına yönelik olarak imalat yapmaktadırlar.

Yukarıdaki sınıflandırmayla birlikte tüm Türkiye genelinde otomotiv konusunda imalat yaptığı tahmin edilen 2.500-3.000 adet firma olduğu tahmin edilmektedir. Birinci grubu hariç tutarsak, firmaların teknoloji ve organizasyon olarak durumu bazı firmalarda 1980'li yılların standartlarına uygunluk arz etmekle beraber özellikle Gümrük Birliği süreci ile imalat sektörlerinde yatırım malları ithalatının cazip olması nedeniyle teknolojiler yenilenmiştir.

Otomotiv Yan Sanayiinde faaliyet gösteren firmalar genellikle İstanbul, Bursa ve İzmir'de yoğunlaşmış olup, bölgesel bazda değerlendirildiğinde, firmalarının % 75'inin Marmara, % 13'ünün Ege ve % 7'sinin İç Anadolu ve % 5'inin de diğer bölgelerde bulunduğu görülmektedir. Otomotiv sanayinin kuruluş yıllarında yerli girdi oranı % 20-25 iken, günümüzde bu oran % 80-85 düzeyindedir. Ekonomide yaşanan olumsuz koşullara rağmen, teknoloji yatırımları devam etmektedir. Sektör bu yapısı ile Türkiye'deki teknolojik gelişmenin de temelini oluşturmaktadır. Yan sanayii firmaları, artan tasarım, projelendirme ve geliştirme yükümlülükleri nedeniyle ve aldıkları lisanslarla ana sanayicilere paralel olarak teknolojiye, insan kaynaklarına, bilgiye ve kalite eğitimine daha fazla yatırım yapmaktadır.

Bir taşır aracının yaklaşık olarak 2500 ürün çeşidinin bir araya getirilerek oluşturulmaktadır. Bunların içinde; metal, plastik, cam, tekstil, kauçuk ve lastik parçaları ile elektrik-elektronik cihazların yer aldığı düşünüldüğünde sektörün ne kadar geniş olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak ana sanayii firmalarının büyük ölçüde montaj işiyle uğraştığı ve yedek parça girdilerinin az bir bölümünü ürettikleri göz önüne alındığında taşıt aracı üretiminin iş gücü ve potansiyelinin büyük bir bölümünün yan sanayiinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu geniş ürün çeşidine rağmen belirli kriterler çerçevesinde çeşitli sınıflandırma yapmak mümkündür. Türk otomotiv yan sanayii, mamul üretim kapasitesi, mamul çeşitliliği ve ulaştığı standartlar itibariyle, Türkiye'de imal edilen taşıt araçları için gerekli olan parça ve komponentlerin hemen hemen tamamını karşılayabilecek düzeye erişmiştir. Bunlar;

• Komple motor ve motor parçaları,
• Aktarma organları,
• Fren sistemleri ve parçaları,
• Hidrolik ve pnömatik aksamlar,
• Süspansiyon parçaları,
• Emniyet aksamları,
• Kauçuk ve lastik parçalar,
• Şasi aksam ve parçaları,
• Dövme ve döküm parçaları,
• Elektrik ekipmanları ve aydınlatma sistemleri, • Akü,
• Oto camları,
• Koltuklar.

5. KONYA OTOMOTİV YAN SANAYİİ

Konya'da otomotiv sektörü, ihracatın önünü açan lokomotif bir sektördür. Konya sanayisinin itici gücüdür. Sanayi üretiminin önemli bir kısmını otomotiv yedek parçası oluşturmaktadır. Otomotiv yan sanayi bugün 400 milyon dolarlık yedek parça üretmektedir. Bugün 80 değişik alanda üretim yapılan Konya'da, başı çeken sanayi dalı otomotiv yan sanayidir. İki tanesi özel olmak üzere üç organize sanayi bölgesinin yer aldığı Konya'da yüksek teknolojiye sahip birçok fabrikada üretim yapılmaktadır. Otomotiv yan sanayide faaliyet gösteren yaklaşık 1000 firma bulunmaktadır. Bunlardan 300-350 tanesi uluslar arası rekabet pazarlarında ihracat yapan ve teknolojik olarak ileri OEM (Orijinal Parça Üreticisi) firmalarına yönelik üretim yapan firmalardır. Halen yan sanayide 185 yabancı ortaklık bulunmaktadır. İhracatının % 70'ini AB ülkelerine yapmaktadır. Konya otomotiv yan sanayisi, ülkemizde imal edilen taşıt araçları için gerekli olan parçaların % 80'ini karşılayabilecek düzeye gelmiş bulunmaktadır. Firmalarımızın büyük bir bölümü otomotivde dünya devlerine parça vermektedir. Bunların % 30'u uluslar arası pazarlarda kabul gören ve ihracat için sahip olunması zorunlu olan kalite belgelerine sahiptir. Sanayi, yaklaşık olarak yılda 9 milyar dolarlık üretim değeri oluşturabilecek düzeydedir. Ekonomiye yılda 3.6 milyar dolar katma değer, en az 3 milyar dolar ihracat geliri sağlayabilecek ve 450 milyon dolar yatırım yapabilecek potansiyele de sahip bulunmaktadır Ayrıca üretilen ürünler katma değerli ürünlerdir. Yurt dışından ithal edilen hammaddelere kendi doğal ürünlerini de ekleyerek üretim yapan Konya, 2005 yılının 10 aylık döneminde, % 30 artışla yan sanayi ihracatında 200 milyon doları geçmiştir. Konya'daki sanayicilerin % 64.1' i ihracat yapmaktadır. İşletmelerin % 25.4'ü doğrudan ihracat yaparken, % 10.4'ü ise dolaylı ihracat yapmaktadır.

Konya'nın ihracatının % 54'ü Avrupa ülkelerine, kalanını ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri ile Çin'e yapılmaktadır. Sektördeki firmaların kaliteye verdikleri önemin artması nedeniyle Konya yedek parça sektöründeki konumunu her geçen gün güçlenmektedir. Özelleştirilmesinin ardından 750 çalışanıyla yıllık üretimi 350 traktörden, 260 çalışanı ile ayda 450 traktöre çıkan TÜMOSAN' ın Konya'da bulunması da Konya için ayrıca avantaj sağlamaktadır. Ağırlıklı olarak saç üretimi gerçekleştiren Bursa'ya karşın Konya, 50' ye yakın alanda ihtisaslaşmış üretim yapmaktadır. Bugün dünyada üretim yapan otomotiv firmaları, istedikleri tüm yedek parçaları temin edebilmektedir.

İç piyasanın yanı sıra dünya devlerine de yedek parça imal eden Konya, kaliteli üretimi ile adını duyurmaktadır. Bölge sanayisi bu özelliği sayesinde pek çok marka ile rekabet edebilmektedir. Mercedes, Ford gibi markaların yanı sıra Almanlar' ın Leopar tanklarına bile parça üreten Konya otomotiv yan sanayinin ihracatı Türkiye ortalamasının üzerine çıkmıştır.
Konya Ticaret Odası'nda oto yedek parça imal edenler, oto traktör tamircileri, rektifiyeciler, oto kaportacıları ve oto elektrikçileri grubunda 463, oto yedek parça toptan ve perakende satanlar grubunda 419, oto bayii, acenteleri ve oto galericileri, oto komisyoncuları, traktör satanlar ile oto lastiği satanlar, kaplamacılar grubunda toplam 275 firma kayıtlı bulunmaktadır. Konya Sanayi Odası'na otomotiv sektöründe kayıtlı 150 dolayında firma bulunmaktadır.

SONUÇ

Otomotiv sanayinin amacı; sadece üretim yapan değil, teknoloji üreten, bu teknolojisini dünya pazarlarına kabul ettiren ve kendisiyle ilişkili herkesi bir araya getirmektir. Bu konuda devlete, sektörel derneklere ve sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düşmektedir. Türkiye'deki otomotiv yan sanayi firmalarının, dünya otomotiv sanayinde güçlü konumdaki araç üretici firmaların yan sanayicileriyle ortaklıklar tesis ederek, bu araç üretici firmaların global tedarik zincirine girmeleri sektöre katkı sağlayacaktır. Yabancı sermayenin ülkemize ve ilimize çekilmesi ve müşterek yatırım olanaklarını cazip hale getirilmesi sektör açısından önem kazanmaktadır. Türkiye'nin potansiyel bir otomotiv pazarı olduğunu da göz önünde bulundurmalıyız. Türkiye'yi sadece araç ve parça üretim merkezi değil, bir teknoloji üretim merkezi yapmanın yolları araştırılmalıdır. Ana ve yan sanayide karşılıklı fayda ve güven unsurunu tesis eden, ana ve yan sanayini bir bütün olarak daha rekabetçi kılmayı amaçlayan bir yapının tesis edilmesi için çalışılmalıdır. KOBİ niteliğindeki yan sanayi firmalarının çağdaş işletmecilik anlayışıyla yönetilmeleri hususunda gerekli destek verilmelidir. Yan sanayi firmalarının finansman yetersizliği sorununu da dikkate alarak, firmaların bu yöndeki faaliyetlerine destek sağlanması şarttır.

KAYNAKLAR

[1] Anonymous, Parça Sektörü (Otomotiv Yan Sanayii) 2023 Vizyonu, Draft Raporu
[2] Anonymous, 2002, Otomotiv Sanayi 20.12.2002 Taslak Raporu.
[3] BEDİR, A., 2002, Türkiye'de Otomotiv Sanayii Gelişme Perspektifi, Yayın No DPT : 2660.
[4] BEDİR, A., 2002, Üretim Teknolojisindeki Gelişmenin Sanayinin Rekabet Gücüne Etkisi: Otomotiv Sanayii Örneği, Planlama Dergisi Özel Sayısı, Sayfa: 243-254
[5] DPT, 2006, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) Otomotiv Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Raporu, http://plan9.dpt.gov.tr
[6] İTO, 2003, Otomotiv Sanayi Sektör Raporu, İstanbul
[7] Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, 2004, Türk Otomotiv Yan Sanayi' ne Bakış, Ekonomik Stratejik Araştırmalar Merkez Müdürlüğü,
[8] KÜÇÜKDERE, M., 1996, Otomotiv Ana-Yan Sanayi ve Sorunları, KSO Dergisi, Sayı:35, Sayfa:20-24, Konya
[9] OSD, 2006, Otomotiv Sanayi, Aralık 2006, www.osd.org.tr
[10] OSD, 2006, Model Bazında Üretim, Aralık 2006, www.osd.org.tr
[11] ÖZTÜRK, F., ÖZTÜRK, N., 2005, Otomotiv Yan Sanayii Tasarım Yeteneği Değerlendirmesi, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 10, Sayı 2, Sayfa, 94-103, Bursa
[12] PINAR, E., Otomotiv Sektör Profili, A&G Bülten, www.izto.org.tr, İzmir
[13] TURAN, S., 2006, Otomotiv Sanayii Sektör Raporu, KTO Etüd Araştırma Servisi, 2006/462/422 sayılı araştırma raporu, Konya
[14] TURAN, S., 2006, Konya Otomotiv Sanayii, İpek Yolu Dergisi, Sayı: 224, Konya

Hiç yorum yok: