MERAM'IN TARİHİ

Konya ili, tarihi ile Meram’ın tarihçesi arasında bir paralellik vardır. Çeşitli tarihlerde Konya; Hititler, Frigler, Lidyalılar ve Persler tarafından yönetilmiştir. Büyük İskender ve Romalılar tarafından ele geçirilen Konya Selçukluların başşehri olur; daha sonra Konya’da Karamanoğullarını müteakiben Osmanlı devletinin hakimiyeti görülür. İşte Meram da, madde ve mana alanlarındaki gerçek güzellik, cazibe, kişilik ve şöhretini, Selçuklu asırlarında bulur. Karamanoğulları ve Osmanlı devirlerinde giderek serpilip, güzelleşir. Cumhuriyet döneminde modern bir görünüm kazanır. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde gezip gördüğü yerler arasında bağ, bahçe, bostanlardan söz ederken bağlık-bahçelik bu yerlere her defasında “Bağ-ı Meram” ifadesini kullanmaktadır; hatta buraların Konya’nın Meramı gibi olduğunu ifade etmektedir. “Peçevi şehrinin baruthane Mesiresi, Kırım’ın Sudak bağı, İstanbul’un yüzyetmişbeşten fazla bahçe ve gülistanları, Tebriz’in Şah-ı Cihan Bağı, Konya’nın Meram mesiresinin yanında bir çemenzar bile değildir.” Meram, Konya ilinin merkez ilçelerinden olup, şehrin güneybatı kısmında yer alır. Ankara-Konya, Isparta-Konya, Antalya-Konya, Mersin-Konya ve Adana Konya olmak üzere beş önemli yolun geçtiği merkezdedir. Tarımsal alanların çok olduğu ilçenin büyük bir bölümü sit alanı kapsamında olduğundan, birçok bölgede yapılaşmaya izin verilmemektedir. Altınapa’dan gelip, tarihi Meram Köprüsü’nden, Meram Eski Yolu takip ederek tarımsal alanları sulayan Meram Çayı da adından da anlaşılacağı üzere ilçede bulunmaktadır. Meram Belediyesi, kurulduğu günden beri Meram’ın adıyla bütünleşen tarih, yeşil doku ve suyunu korumayı her türlü çalışmasında yegâne kriter olarak benimsemiş durumdadır. Bunca güzellikleriyle Meram, daha nice yüzyıllar yerli ve yabancı birçok misafirini kendine hayran bırakmaya devam edecektir.

Hiç yorum yok: