Toroslarda Beldeler, Yaylalar
Sarı yaylam seni yaylayamadım kar iken
Alaca kekliği avlayamadım toy iken
Bende bu gençlik sende bu güzellik var iken
Alırım ahdımı koymam ben sizde."
Çetmi'nin Sesi Dergisinin üçüncü sayısından almıştım üstteki dizeleri. Sarı kız teyze anılarını anlatırken okumuş türküyü. Yöreyi ve insanı en güzel türküler anlatır zaten. Bu dizeler aklıma geldikçe, Toros yaylalarında, beldelerindeki güzel insanlar gelir gözlerimin önüne. Bahar geldi mi yaylaların canlanma zamanıdır artık. Navruzlar, çiğdemler, kardelenler, yabani lalelerin açıp, solduğu, karların eridiği Yörük katarının yola düşme zamanıdır. Vadi boylarında, bahçelerde çapa sallıyor insanlar. Ağaçların çevresi açılıyor, her yer düzenleniyor. Gelen baharın coşkusuyla canlanıyor Toroslar.
Toroslarda görmeye değer, gerçekten insanın "yabancı dünyanın cenneti" diyebileceği bölgelerden biri de Taşkent'ten sola dönünce başlayan yaklaşık 30 kilometrelik bir vadi. Benim Boğaziçi diye adlandırdığım vadi boyunca uğrayacağınız her beldede insanlar sizi güler yüzle karşılar, bir dilim ekmeğini bölüşür, gönül hoşluğu ile uğurlar. Yine uğrayacağınız her beldede belki de yaşamınızda hiç göremeyeceğiniz güzelliklerle karşılaşırsınız.
Taşkent'i geçtikten sonra sola dönünce vadiye inmeden önce karşınıza çıkacak ilk beldede bembeyaz evleriyle Avşar'dır. Onun hemen altında, iki köyün birleşmesiyle belediyelik olan Ilıcapınar vardır.
Her yeni belediyelik gibi Ilıcapınar Belediyesi de bir yığın sorunu kendi çabası, yapabilmek için Torosların taşı, kayası ile cebelleşmek gerekiyor. İki yıl önce belediye başkanı beldeye getirilen suyun kaynaktan beldeye kadar nasıl getirildiğini yerinde gezdirip anlatmıştı. 10 km uzaklıktaki suyu, kayaları oyarak nasıl güçlükle getirildiğini gözlerimizle görmüştük. Ferhat'ın dağları delmesine benziyordu yaptıkları iş.
Göksu Irmağı'nın bir kolu Ilıcapınar'ın hemen altından akıp gidiyordu. Rafting ve doğa sporları için az bulunur vadilerden biri burası.
Çetmiye varmadan sola dönerseniz Balcılar (Alata'ya) ulaşırsınız. Balcılar, Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Alata köyünden göçmüşler. Çetmi ve Bolay'ı gezdikten sonra Balcılar'da kendinize mükellef bir alabalık ziyafeti çekebilirsiniz.
Çetmi, bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri. Toroslara özgü ahşap yapılarla beton binalar iç içe. Çetmi'ye girebilmek için iki tarafı yüksek kayalarla çevrili dar bir yoldan geçmek gerekiyor.
Dört yanı dağlarla çevrili beldenin çıkışı ve girişi bu dar yol. Yaylalara bozuk, stabilize bir yoldan ulaşılıyor. Bir ucu Göksu Irmağı'na ulaşan vadi Çetmi'de Ayboğazı'ndan başlıyor. Bahçelerin arasında yapacağınız yarım saatlik bir yürüyüş sizi bölgenin en görkemli güzelliklerinden birine ulaştırır; Ayboğazı Şelalesine. Yüksek kayalıkların arsından gürül gürül akan su, şelalenin önünde küçük bir göl oluşturduktan sonra Çetmi'nin, Ilıcapınar'ın, Balcılar'ın, Sazak'ın bahçelerine bereket saça saça Göksu'ya akar gider.
Çetmi, otantik değerlerini hala koruyan beldelerimizden biri. Deve Oyunu Tekecik oyunu ile, özel asker uğurlama törenleri ile gelenek ve göreneklerini sürdürüyor. Yöreye gezi düşünürseniz, bunun için en uygun tarih Ağustosun son haftası derim. Çünkü, o gün Çetmililerin pilav günüdür ve yöre halkını tanımak için bulunmaz fırsattır.
Bolay, Çetmi'nin tam karşısında Torosların yamacına kurulmuş bir beldemizdir. Bolay'da yeni belediye olan beldelerimizden biri. Bu yüzden sorunları çok. Bir küçük sağlık ocağı yapabilmek için bile dağları devirmek gerekiyor. Bütün Toros köylerinde olduğu gibi Bolay'da da evler genellikle iki katlı. Alt katlar ahır ve samanlık olarak kullanılıyor. Bunun bir nedeni arazinin yetersiz oluşu, bir nedeni ise çetin geçen kış şartlarında hayvanların ısısından yararlanmak.
Bolay'ın yaylaları beldenin güneyinde. Sarıveliler, Ermenek yolu üzerinde. Bolay'ın Karapınar yaylasında başlayan bu yaylalar zinciri Ermenek'te Zeyve Pazarı'na kadar uzanıyor ve yaz aylarında binlerce insan buralarda konaklıyor. Karapınar Yaylası, Toroslarda flora bakımından en zengin bölgelerimizden biri. Navruz, yaban lalesi, kardelen gibi az bulunur çiçekler martnisan aylarında bu yaylalarda bulunur.
Nasıl gidilir?
Konya'dan Boğaziçinin en uzak noktası olan Bolay 160 km uzaklıkta. Bu bölgeyi tanımak için birkaç gün ayırmak gerekiyor. Bölge kamp için ideal bir bölge. Ayrıca Taşkent'te Pirlerkondu otelinde de kalınabilir. Balcılar, Çetmi ve Bolay'a her gün araba var ama bu, gezginler için uygun değil. En ideali grup gezileri olabilir. Çünkü Boğaziçi dışında bölgede görmeye değer yaylalar, beldeler var. Gevne Vadisi, Başyayla, Göktepe, Yörük Pazarı, bunlardan sadece birkaçı.
Çetmili Fadime Eski'nin dizeleriyle bağlayayım sözü.
"Sarı çiğdem dutam dutam yollarda
Baba ardıç küme küme dağlarda
Guzum senin olmadığın yerlerde
Neyleyim dünyaya kalacak malı"
Toroslarda Beldeler, Yaylalar
zaman: 07:21
Etiketler: Balcılar, Başyayla, Çetmi, Gevne Vadisi, Göktepe, Ilıcapınar, Pirlerkondu, taşkent, Yörük Pazarı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder