Konya’ya Gramofon ve Radyonun gelişi

Konya'ya gramofon ilk defa fonograf namı ile 1886 senelerinde taş plaklarla çalınır cinsinden ve ekserisi İngilizce Fransızca doldurulmuş şarkıları muhtevi olup gayrım üslüm vatandaşlar tarafından getirilmiştir. Presten geçirilmiş yuvarlak düz plaklarla çalışan ve koskoca bir boruyu ihtiva bulunan gramofonlar sayesinde o zamanın meşhur hafızlarının okuduğu gazel ve şarkılar Konya saz meclislerinde bu suretle girmiş ve revaç bulmuştu.

Konya'ya Türkçe şarkılı ve gazelli ilk Türkçe plakları ve borulu gramofonu getiren gayrım üslüm vatandaşlarımızdan İmam Hatip Okulu bina ve sahasının o zamanki sahibi Gazaros tarafından getirtilmişti. Bir yaz günü oturağa gitmek üzere oradan geçen zamanın 4 hovardası yüksek duvarların arkasından o güne kadar duymadıkları yanık sesli bir kadının gazel okuduğunu duyunca durup dinliyorlar. Derhal bu sesin sahibini kaçırmaya karar vererek evvela yüksek duvar tırmanıp içeriyi tetkik etmeyi ve sonra yolunu bulup kadını elde etmeyi düşünüyorlar. Birbirlerinin sırtına tırmanmak suretiyle içeriye bakıyorlar. Gazaros karısı kızı, sandalyede oturmuşlar ortada duran masanın üzerindeki makinenin borusundan hoşlarına giden kadının sesi geliyor. Durumu olduğu gibi yukarıdan aşağıdaki arkadaşlarına anlatıyorlar. Onlarda inanmıyorlar aşağı inmesini söylüyorlar. İşte tam bu sırada duvardan kaza ile bir kiremit içeri düşüyor ve bunu fark eden ev sahibi derhal sokak kapısını açarak kapı önünde duran 4 delikanlıyı görüp onları içeri alınca o devrin fenninin son icadı olan gramofon hakkında biraz izahatta bulunduktan sonra mevcut plaklardan bir kaçını dinletiyor. Masanın altına saklanmış kadının oradan gazel okuduğunu iddia ederek örtüyü kaldırıp bakıyorlar etrafa bir boru ile bağlı olarak içerde gazel okuyan kadının sesinin bu vasıta ile borudan çıktığını iddia ederek bu yönden de tetkik ettikten sonra avuç içi gibi gramofon makinesi yerine bir insanın sığamayacağına kanaat getirdikten sonra mahcup olup çıkıp gidiyorlar.

Türkiye'mizin her yerinde olduğu gibi Konya'mızda da gramofon 1928 senesinin sonlarına kadar devam etmiş bu tarihten sonra yavaş revaçta bulunan radyo tamamen yerini alarak o tarihte mal olmaya yüz tutmuştur. Radyonun Konya'ya ilk gelişini anlatmadan önce Konya kültür tarihi için önemli bir yer tutan merhum yazar Selçuk Es'in şahit olduğu Anadolu'ya radyonun ilk gelişi ile ilgili yazarın bir anısını anlatalım. "Sene 1925 mevsim ilkbahar, İstanbul Divan yolu Feyzi ati ( Boğaziçi ) lisesi ilk kısık sınıf 4 talebelerindenim. Hafta arası bir gün her sınıftan üç öğrencinin seçilerek o akşam fennin son icadı telsiz telefonu görüp dinlemek üzere çapa kız öğretmen okuluna gidileceğini bildirdiler. Akşam yemeğinden sonra 20 kadar arkadaş başımızda edebiyat öğretmeni Nurullah beyle birlikte iki tramvaya binerek çapaya gittik. Okul amfitiyatır şeklinde geniş konferans salonuna alındık. Sahnenin ön kısmında oldukça büyük ve geniş iki masanın üzerinde gramofon borusuna benzer bir borunun dik ve boynu biraz eğik olarak durduğunu yanında akü ve bir metre boyunda ceviz kaplama bir sandıkçığın arkasına tellerle irtibat ettiği yukarıdan bir telin yine aynı sandığa ulaştığını gördük. Bir de kenarda kasnak gibi tellerin gerili olup buradan da ayrıca bir tel ucunun makineye geldiğini gördüm. Makinenin başında okulumuzun fizik ve matematik öğretmeni Ekrem Bey'in kulaklık avizesi takılı olarak oturduğunu ve makinenin düğmelerini çevirip karıştırdığını müşahede ettik. Hepimiz belli yerlere oturduktan sonra öğretmenimiz kısaca şu izahatta bulundu; "---efendiler gördüğünüz şu makine fennin ve asrımızın en son icadı telsiz telefon cihazıdır. Bu cihaz arada hiçbir bağlantıya lüzum görmeden Avrupa' nın muhtelif şehirlerinden bulunan neşriyatı naklen bize bildirir. Şimdi sesini duyacağınız istasyon viyanadır." dedi. Evvela derinden sonra yükselerek herkesin işetebileceği bir tonda ayakta duran borudan alafranga müzik sesi geldi. Hocamız yine sözüne devamla; "---Burası Paris' ten bir haberden yapılan bir neşriyat" dedi. Gecenin saat 1'e kadar muhtelif istasyonlardan müzik ve ajans dinledik ajansı orada bulunan hocalardan bazıları tercüme ederek bildirdi."

Konya'mıza ise ilk radyo 1925 senesi kış aylarına tesadüf eder. Dereköy Elektrik Fabrikası inşaat müteahhidi Çenkeri, Palay Firması mühendislerinden Macar tabiiyetli mösyö stravus bugünkü kız lisesinin karşısındaki köşede evde otururdu. Buraya ilk radyoyu getirerek kendisi her gün Budapeşte Radyosu'nu dinler ve ara sıra ahbaplarını radyo dinlemeye davet ederdi. Bunun kısa bir müddet sonra Konya Ticaret Mektebi ve ticaret Müdürlüğü müşterek getirterek aynı aylarda belediyede Dede Bahçesi fidanlığında neşriyat yapmak üzere bir radyo almıştı. Konya'mızda radyonun bu tarihlerde yavaş yavaş herkes tarafından alaka görmesi üzerine de rahmetli Burhanzade hacı Mehmet bey de Konya ve havalisi ilk Konya acenteliğini kurmuştu. Konya'mızda ilk cereyanlı radyo yani şehir cereyanı ile işleyen radyolar 1929 senesinden itibaren hoparlör ve makine kısmı olarak iki parça halinde satılırdı. Bu cins radyo ilk defa İdmanyurdu Spor Kulübü tarafından alınmıştı. Konya'mızda 1930 senesinden sonra radyo tamamen herkes tarafından bir ihtiyaç olarak alınmaya başlanılmış olup, 1933 senesi Cumhuriyet'in 10. yıl dönümünde Atatürk'ün 10. yıl nutku şehrin muhtelif yerlerine konan hoparlörlerle halka dinletilmişti.

Hiç yorum yok: