KONYA KÜLTÜRÜNE HİZMET EDENLER- ALİ IŞIK

Konya Kültürüne Hizmet Edenler: Ali IŞIK

Ali Işık, Sarıkeçili Yörüklerinin "Sarımusalar" kolundan "Geçievler"in Ahmet Ali ile "Hacıefendiler"in Emine'nin ikinci çocuğu olarak 1954 yılında Kadınhanı ilçesine bağlı Başkuyu kasabasında doğdu. İlköğrenimini Konya Gazi Mustafa Kemal İlkokulunda, ortaöğrenimini Konya Karma Ortaokulu ve Konya Gazi Lisesinde tamamladıktan sonra Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü 1977 yılında bitirip aynı yıl öğretmenliğe başladı. 1985 yılında açılan imtihanı kazanarak Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalında lisans eğitimini tamamladı.
Sırasıyla Taşkent İmam-Hatip Lisesi, Belkaya Ortaokulu, Konevi İşitme Engelliler İlköğretim Okulu ve Meram-Konya Lisesi edebiyat öğretmenliklerinde bulunup 2003 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır.
1978 yılında Neriman Şahan'la hayatını birleştiren Ali Işık'ın Ahmet Fatih (1979) ve Dudu Emine (1983) adlarında iki çocuğu, bunlardan da birer torunu vardır.
Yeni Gazete (bilahere Hakimiyet), Konya'nın Sesi ve Merhaba gazetelerinde "Edib Yörükoğlu" müstearıyla ve kendi ismiyle "Edipce, Gönül İklimi, Çözüm, Dil İklimi" köşelerinde kültürel ve güncel yazılar yazdı.
Türk ve Konya dili, kültürü ve edebiyatı üzerine yazıları, Yeni Gazete, Hakimiyet Kültür-Sanat ve Cönk sayfalarında (bilahare dergi), Merhaba gazetesi Akademik Sayfalar'da, Yeni İpek Yolu, Çalı ve Çağrı dergilerinde yayımlanmış/yayımlanmaktadır.
Şu an Merhaba gazetesinin haftalık kültür ilavesi olan Akademik Sayfalar'ın M. Ali Uz'la birlikte editörlüğünü yürüten Ali Işık, Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Birliği Derneğinin yönetim kurulu üyesi ve sekreteridir.
KİTAPLARI
- Konya Mutfak Kültürü ve Konya Yemekleri, T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları No: 114, Konya, 2006.
Basıma hazır kitapları:
- Kahramanlar Geliyor (Okullar için 3 perdelik tarihî piyes)
- Kutsal Tohum (3 perdelik tarihî piyes)
- Gül Güldestesi (Gül üzerine bir derleme)
- Dil, Türk Dili ve Anlatım
- Ayaşlı Şakir -Hayatı ve Şiirleri-
- Konya Masalları
- Âh Minel Mevt - Konya Ahiret Kapıları Kitabeleri-
BAZI MAKALELERİ
- "Eski Edebiyatımızda Aşk ve Aşk Hikâyeleri" (Dizi Yazı), Yeni Gazete, Konya 6-26 Eylül 1998.
- "Mesnevi Okulu (Dârü'l-Mesnevî)", Yeni Gazete (Cönk sayfası), Konya 3 Şubat 1999.
- "Osmanlı'da Mühür ve Mühür Edebiyatı", Yeni Gazete, Konya 22 Şubat-1/8 Mart 1999.
- "Konya Şâirleri: Mevlevî Bir Şâir Meşâmî", Yeni Gazete (Cönk sayfaları), Konya 24 Şubat-3/10/17/24 Mart 1999.
- "Gül Güldestesi (Gül Üzerine Bir Etüt)" (Dizi Yazı), Yeni Gazete, Konya 24 Mart-20 Nisan 1999.
- "Bir Sarıkeçili Düğünü", Yeni Gazete, Konya 21 Haziran 1999.
- "Geleneksel Sebze-Meyve Saklama Yöntemleri ve Edebiyatımıza Yansımaları", Yeni Gazete, Konya 20 Eylül 1999.
- "Güller Şehri Konya'da Gül Bayramları", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Konya II (Özel Sayı), Aralık 1999, s. 15-21.
- "Çayırbağı ya da Çârbâğ", Yeni Gazete, Konya 15 Mayıs 2000.
- "Türkçe Yeni Bir Karamanoğlu Mehmet Bey Gözlüyor", Yeni Gazete, Konya 5 Haziran 2000.
- "Konya'da Namaz ve Şivlilik Âdetleri", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Konya III (Özel Sayı), Aralık 2000, s. 18-22.
- "Eski Bir Konyalı Evinde Yaşatılan Söz ve Ses Âbideleri", Yeni Gazete (Kırkambar sayfası), Konya 18 Eylül 2001.
- "Mevlâna'nın Kendisiyle Özdeşleştirdiği Musiki Âleti Ney Üzerine", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Sayı 168, Şubat 2002, s. 53-57.
- "Meram Güzellemesi", Çağrı dergisi, Sayı 518, Ankara Ocak 2003, s. 13-14.
- "Feyzi Halıcı'nın Konya'sı", Çağrı dergisi, Sayı 527, Ekim 2003, s. 11-13.
- "Konya'da Yeni Derlenen Örnekleri Vesilesiyle Ninnilerimiz Üzerine", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Konya Kitabı VI (Özel Sayı), Aralık 2003, s. 281-291.
- "Necip Fazıl'ın Ahşap Konak Piyesi Üzerine Bir İnceleme", Merhaba (Akademik Sayfalar), C. 4, sayı 2, Konya, 2 Haziran 2004, s. 14-16.
- "Klasik Şiirimizde Yaşatılan Folklorumuz", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Sayı 196, Haziran 2004, s. 52-56.
- "Klasik Şiirimizin Oluşmasında Konya Muhiti", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Konya Kitabı VII (Özel Sayı), Aralık 2003, s. 247-259.
- "Sille Mezar Taşları Üzerine Bir Tasnif Denemesi", Yeni İpek Yolu (Konya Ticaret Odası dergisi), Konya Kitabı VIII (Özel Sayı), Aralık 2005, s. 289-320.
- "Bir Türkmen Hak Şairi Garip Mehmet (Gürbıyık)", Bilgi Yolu (Türk Kütüphanecileri Derneği Konya Şubesi dergisi), Sayı: 7, Konya, 2005, s. 178-189.
- "Bilimsel Bir Eleştiri Nasıl Olma(ma)lıdır", Bilgi Yolu (Türk Kütüphanecileri Derneği Konya Şubesi dergisi), Sayı: 8, Konya, Aralık 2005, s. 148-153.
- "Kadim Türkçenin Konya Ağzında Yaşayan Sesleri ve Konya Ağzı Kelimelerinde Ses Değişmeleri", Bilgi Yolu (Türk Kütüphanecileri Derneği Konya Şubesi dergisi), Sayı: 9, Konya, Aralık 2006, s. 148-152.
BİLDİRİ
- "Hıdırellez ve Konya'da Bazı Hıdırellez İnanç ve Gelenekleri", 2. Folklor ve Halk Edebiyatı Kongresi (27-28 Ekim 2000), Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya 2001, s. 133-138.
KONFERANSLAR
- "Bizi yaşatan Dilimizi Yaşatmak", TYB Konya Şubesi, 19 Mart 2005.
- "Türk Kültüründe Hıdırellez", TYB Konya Şubesi, 6 Mayıs 2006.
Edip Yörükoğlu (Ali IŞIK)'nun Rubaileri

N. Yalçın DİKİLİTAŞ’ın
İnsanlar aç, insanlar hırslı, insanlar doymak bilmiyor...
Bugün mü sadece?..
Ne gezer.. eskiden beri insanlarda var bu çarpıklık... Bir rubaisinde bakın ne diyor Hayyam...
Beyaz gümüş sarı altın yığarsın vah vah
Niçin bu kaygı senin kalbini sarsın vah vah
Nefeslerin sıcacıkken malı dostlarla yeme
Ve öl de gözleri aç düşmana kalsın vah vah...
Durumun, belki bir kitap olabilecek açıklaması, Hayyam'ın dört dizesinde, bir Hayyam rubaisinde 'cuk' diye yerine oturuveriyor... divan edebiyatının dört dizeden oluşan bu güzelliğini, günümüz deyişiyle bu dördülü alıp bir kenara atamazsınız.... Dalga geçmeyi, eleştiriyi, öfkeyi, bir damla bal ya da bir yumruk gibi önünüze koyan bu anlam dolu dizeler, çok kere sizin için uzun uzun anlatacağınız bir konuyu özetleyiverir...
Söze Hayyam'la başladık, Konya'mızın bir insanıyla sürdürelim...
Edip Yörükoğlu... yazar, şair, araştırmacı, öğretmen... Birçok parmaklarında birçok marifeti olan biri... Tanıyanlar bilir, bir gönül dostu, bir sevgi insanı...
Geçenlerde sevgili Yörükoğlu'nun bazı rubailerine rastladım. Bu güzellikler bir yerde kalmamalı, sevgili okurlarımla paylaşmalıydım.
Edip kardeşimden izin almadan birkaçını burada yazmak istiyorum...
Balıklar gibi yüzmesini öğrendik deryâda,
Kuşlar gibi uçmasını öğrendik de semâda,
Öğrenirken bunca müşkilleri yılmadan, heyhat!
Kardeşçe yaşamayı öğrenemedik dünyâda...
Fark ettiniz mi bu güzel, bu iğneleyen sitemi?.. Bir gönül insanı başka ne der, nasıl söylerdi ki?..
Bir güzel nasihat, bir anlamlı ders insanlara Yörükoğlu'nun rubaisinden...
Sırrını sakın kimseye açıklamayacaksın,
Sabrediver varsın ki günbegün odlara yaksın,
Tutsağındır unutma, onu kimseler bilmezse;
Açıkladığın an heyhat, artık ona tutsaksın...
Ya günlük olaylar?.. Yörükoğlu'nun dizelerinde onlar da var... Bir gönül adamı ortalara çıkıp bağıracak, kürsülerde nara atacak değil ya... Yükleyiverir beynindekileri, yüreğindekileri...
Yılmadan dalmışlar ilim denizine kafaların,
Yükselmiş Batı, vakfolunca gizine kafaların,
Sanki aydınlığa bir engel imişçesine,
Biz de takılmışız bir arşın bezine kafaların.
Hz. Ali (r.a.)'nin güzel bir sözü var: "Cahillerin kalbi dudaklarında, âlimlerin ağzı kalplerindedir." der. Kimin ağzı neresinde olursa olsun, beni pek ilgilendirmiyor da... Zaman zaman bilmem nerelerinden konuşan bir yığın insanla karşılaştıkça, Yörükoğlu gibi gönül adamlarının dizeleri daha bir önem kazanıyor, daha bir değer kazanıyor...
Ben sevgili Edip kardeşime, gönlüne sağlık dost, diyorum...
(Yeni Gazete, 30 Mayıs 1998 / Cumartesi)

Hiç yorum yok: